29 Ekim 2013 Salı

Aldım fırçayı elime.. Happy Halloween!

En yakın arkadaşımın bana modellik yapmayı sevdiğini artık hepiniz biliyorsunuz.
Bir önceki maceramızı (!) şu yazıda sizlerle paylaşmıştık.

Bu seferki buluşmamız akşamın geç saatlerindeydi ve ikimizin de hınzırlığı üzerindeydi.

Malum ekim ayındayız, ortada da bir Halloween coşkusu var (!)
Ben de aldım fırçayı elime.. Ortaya femme fatale formatında, vampirimsi bir şey çıkardım.

("Gavur işi bayramlara ne özeniyorsunuz?" diyesi gelebilecek olanlar için minik anekdot: Cadılar Bayramı, Amerika'nın oyunu değil, Brezilya'dan İrlanda'ya, dünyanın pek çok ülkesinde kökenleri bulunan ve esası şaman ritüellerine dayanan bir kutlama biçimidir. Türk kültüründe yeri olmayabilir ama yaşadığımız şehirde bol miktarda yabancı değişim öğrencisi ve düzenlenen temalı partilerimiz var. O zaman neden olmasın?)


Arkadaşımı kendime kanvas yapmayı çok seviyorum ama cildi kurumaya çok müsait olduğu için dilediğim ten sonucunu edinmem biraz zaman alıyor.


Makyaj sırasında Rimmel London, The Balm, NYC, Loreal gibi 
pek çok markanın pek çok ürününden yararlandık. 
Özellikle göz kısmında o kadar çok far karıştırdık ki, kalkıp da size özellikle bir isim veremeyeceğim. Ama fondötenimiz Max Factor, kapatıcımız Essence, eyelinerımız Maybelline jel eyeliner, rimelimiz Maybelline Rocket Volum Express. 
 Bunlardan son derece eminim! :)


Solgun, düz bir ten istediğimiz için allık, kontürleme gibi herhangi bir tekniğe girişmedik. 
Göz makyajındaki hedefimiz ise biraz dağınık, biraz uykusuz (vampir efekti vermek istiyoruz, malum!) oldukça koyu ve buna rağmen seksi bir sonuç almaktı.


İstediğimizi de elde ettik sanki! Ne dersiniz?
Sevgiler!

27 Ekim 2013 Pazar

Essence Stays No Matter What Göz Kalemi

Essence'ın yenilenen ve genişleyen serisinin göz bebeği, bence bu hem göz kalemi hem de göz farı olarak kullanılabilen Stays No Matter What tombul kalemler.

Powerful Purple 02, Cute Copper 05, Green Garden 06

Kalemlerin kalıcılığı çok yüksek. Göz kapağımın tamamına far bazıyla birlikte uyguladığımda, herhangi bir topaklanma sorunu yaşamadım ve sabah 8'de Cute Copper ile yaptığım makyaj beni akşam saatlerine kadar götürdü.


Yeşil ve bakır renkli kalemlerin yapısı oldukça pürüzsüz ve yarı sedefli bir geçişi var. Bu özelliği ve verdiği renk bana Maybelline'in Color Tattoo farlarını anımsattı. 

Ne var ki, mor renkli olan kalem ile aşk yaşadığımı söyleyemeyeceğim. İçinde simler barındıran bu kalemin pigmentasyonu, diğer kalemlere nazaran oldukça düşük. Homojenliği ise daha az.

Seride elektrik mavisi, turkuaz, gümüş gibi başka renkler bulunduğunu düşünecek olursak; Cute Copper ve Green Garden'dan elde edeceğiniz mükemmel sonucu diğer renklerde yakalayamayabilirsiniz. Almadan önce dikkatli bakın.

Gün ışığında çekim.

Flaşlı çekim. Mordaki pigmentasyon düşüklüğü ortada.

25 Ekim 2013 Cuma

Spora başlatan bir alışveriş için haydi Tchibo'ya!

Tchibo her hafta yenilenen temaları, modayı kaliteyle bütünleştiren ürünleri ve lezzetli kahveleriyle sevdiğimiz markalardan biri. Peki Tchibo’nun hikayesi nasıl başladı?

Önce kısa bir özet geçelim. 1949 yılında Max Herz ve Carl Tchilling posta yoluyla kahve satma fikriyle çıktı yola. Kahve yanında kahve kaşığı gibi küçük hediyeler yolluyorlardı aynı zamanda. Bu küçük hediyeler mevzuat gereği yollanamayınca onlar da düşük bir ücret karşılığı bu ürünleri satmaya başladı ve gıda dışı sektöre girişin ilk tohumları atılmış oldu. Tchibo, kahve satışlarına devam ederken 1973 yılında farklı konseptlerde gıda dışı ürünleri mağazalarında satmaya başladı ve dünyada eşi benzeri olmayan bu yeni iş modeliyle büyük başarı yakaladı.  Hepimizi cezbeden ve her hafta yenilenen Tchibo ürünleri hayatımıza girdi böylelikle.

Bir Tchibo mağazasına girdiğinizde sizi karşılayan harika bir kahve kokusu duyuyorsunuz. Ürünlere bakmak için sabırsızlansanız bile kahve standının önünden güç bela ayrılıyor ve ürünlere doğru yöneliyorsunuz. Ürünlerin hepsi hiçbir yerde bulamayacağınız türden ve hiçbir yerde bulamayacağınız fiyatlarla. Her hafta yenilenen temalarıyla ihtiyacınız olan her şeyi, tam zamanında bulabiliyorsunuz. Tam okulların açılma zamanındaki okul teması, sonbahardaki yağmur teması, yaz teması ve her hafta durmadan yenilenen nice temalarıyla Tchibo, birçokları için vazgeçilmez bir alışveriş noktası. Üstelik tüm ürünler son derece kaliteli, doğayla dost, şık ve dayanıklı. Tchibo ürünlerinin kalitesi, alanında uzman kişiler tarafından çok sıkı ve acımasız testlerden geçiyor ve sadece testi geçebilenler satışa sunuluyor ama tüketiciler kendi evlerinde de Tchibo ürünlerini acımasız testlere sokuyor ve Tchibo ürünleri tüketici testlerinden de başarılı sonuçlarla çıkıyor. Tchibo ürünlerinin kalitesine bir kez daha inanmış oldum böylece.


Gelelim Tchibo’nun bu haftaki temasına; Spora Gidiyoruz. Eğer “Bu havada spor yapmanın tek yolu, kapalı spor salonları” diye düşünüyorsanız size güzel bir haberim var. “Spora Gidiyoruz” temasında her hava koşulunda spor yapmanız için size gerekecek birbirinden farklı, son moda ve uygun fiyatlı ürünler var. DryActive Plus malzeme ürünler, terin üstünüzde kurumasını engelleyecek, ecorepel® malzeme ise yağmurda koşarken sizi su damlalarından koruyacak. En doğru koşu ayakkabıları ve moda aksesuarlar ile de setinizi tamamlarsanız, yağmur çamur demeden koşmaya hazırsınız!


Spora Gidiyoruz temasındaki tüm ürünler birbirinden güzel ama birkaçından özel olarak bahsetmeden geçemeyeceğim. Bu temadaki erkekler ve kadınlar için farklı renklerdeki Koşu Ayakkabısı, son derece şık olmasının yanında ayağınıza tam uyum sağlayarak hiçbir rahatsızlık duymadan uzun bir koşu yapmanıza yardımcı oluyor. Hava alarak ayak sağlığınızı koruyor ve bunun için sizden dünyanın parasını istemiyor. Fiyatı son derece makul ve fiyat-performansı tam puan. Hem de sağlamlığı ve fiyatıyla göz dolduruyor. Ayakkabı tamam, peki adımlarınızı kim sayacak? Bunun için de dijital bir Adım Sayar var bu temada. Bu küçük alet, antrenman sürenizi, gittiğiniz mesafeyi, kaloriyi ve yağ kaybınızı ölçerek 7 gün boyunca kaydediyor ve sizi spora teşvik ediyor.

Spora Gidiyoruz temasında bunlardan başka birçok ürün daha bulunuyor. Daha ayrıntılı incelemek için Tchibo.com.tr’ye tıklayıp, keşfe başlayabilirsiniz. Aynı zamanda 444 28 26 numaralı Telefonla Sipariş Hattı’ndan da alışveriş yapabilirsiniz. Şöyle keyifli bir alışveriş yapıp, sonrasında da kahveyle yorgunluk atmak isteyenleri, çalışanlarının yüzünden gülümseme eksik olmayan Tchibo mağazalarına davet ediyor ve ekliyorum yeni temalardan herkesten önce haberdar olmak için Tchibo Facebook (https://www.facebook.com/tchiboturkiye) sayfasını beğenmeyi unutmayın. Keyifli alışverişler!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

23 Ekim 2013 Çarşamba

Essence Me & My Ice Cream Eyeshadow - 01 Cone Head


Burada yer alan yazımda, Essence'ın 01 Cone Head göz farını aydınlatıcı olarak kullandığımı ve çok da memnun olduğumu söylemiştim. Kozmetik Canavarı'nın ürün performansı sorusu ve yazı önerisi üzerine, bu çok sevdiğim farın özelliklerini sizlerle paylaşmak istedim.


Cone Head, Me & My Ice Cream serisinde yer alan, sim içermeyen ama pırıl pırıl olan bir far. Mükemmel bir pigmentasyonu var. BuyCosmo'dan satın aldığım ürün elime geçer geçmez, bu kadar şahane bir şeyi göz farı olarak kullanmanın büyük hata olacağını düşündüm ve kendisine aydınlatıcı misyonunu yükledim. Pişman değilim!


Cone Head oldukça bereketli, tozumuyor, elinizde o an için fırça yoksa parmaklarınızla bile uygulama yapmanıza imkan tanıyor. 
Aşağıda, Cone Head'in, The Balm'ın Mary Lou Manizer'ı ile swatch karşılaştırmasını göreceksiniz.

Gün ışığında çekim. Soldaki Cone Head, sağdaki Mary Lou Manizer.

Flaşlı çekim.

Cone Head'in, Mary Lou Manizer kalitesini yakalayacak kadar iyi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Yapıları çok benzer, hemen hemen aynı kadifemsi hissi bırakıyorlar.
Aralarındaki tek fark, renk.
Cone Head; şampanya tonlarına kaçan pigmentler içeriyor.
Mary Lou Manizer ise daha altın rengi bir yapıya sahip.

Sizin favori aydınlatıcınız hangisi?

20 Ekim 2013 Pazar

İki Çeşit "Dumanlı" Göz Makyajı

Dumanlı göz makyajı zordur.
Malzemeden kıssanız, istediğiniz efekti veremezsiniz.
Malzemeyi bol kullansanız, dayak yemiş pandalara dönersiniz.

Ya da makyajınız akar, sizi yarı yolda bırakır, ağlamış bir ifadeye bürünürsünüz.

Peki nasıl malzemeler seçmek, nasıl bir teknik izlemek, neleri unutmamak, nelerden kaçınmak gerekiyor?

Sizler için oturup, gri - siyah tonlarda iki farklı göz makyajı yaptım.

ÖRNEK 1


Bu, hepimizin bildiği ve günlük hayatta da farklı tonlarda farlar kullanarak yaptığı gölgeli makyaj. Ancak bu makyajı tam anlamıyla dumanlı olarak tanımlayamayız.
Neden diyecek olursanız..
Dumanlı göz makyajında esas nokta, keskin hatlardan uzak durmaktır.
Keskin eyeliner çizgileri, sert gölgeli geçişler, devasa takma kirpikler..

Bunlar dumanlı göz makyajında olmaması gereken unsurlardır.
Dolayısıyla yukarına fotoğrafını gördüğünüz makyajı "yarı gölgeli yarı dumanlı" diye adlandırabiliriz.

Özetle; her koyu makyaj, dumanlı değildir!:)

Peki ben bu makyajı nasıl modifiye ettim?
Gölgelendirmeleri tombul bir far fırçasıyla yaptım, alt kirpik diplerine ise hafif taşan puslu bir görünüm verdim. Takma kirpik kullanmadım. Böylece ortaya, keskin tek noktası eyelinerın kendisi olan, ancak yine de nispeten yumuşak hatlara sahip, yarı gölgeli yarı dumanlı bir makyaj çıktı.

Kullanım alanları:
 Gece davetleri, gece verilen iş yemekleri, özel randevular, nişan, düğün gibi organizasyonlar, 
etek - elbise - topuklu ayakkabı gerektiren her türlü ortam.


ÖRNEK 2


Esas dumanlı göz makyajı budur.
Koyu renkler var ancak keskin hatlar yok.
Tonlama, koyudan açığa doğru gidiyor.

İşin sırrı ise geniş bir far fırçasıyla renkleri sürekli olarak karıştırıp dağıtmak.Eyeliner sürecekseniz, onu da kurumasına fırsat vermeden yine bir fırçayla dağıtın.

Kullanım alanları:  
Dudakların sade tonlarda kalması şartıyla günlük sosyal hayatta hemen her ortam, konserler, barlar, arkadaşlarla gece gezmeleri.
Kot pantolonla kombinlenirse daha da sofistike ve seksi durur.


DUMANLI GÖZ MAKYAJI YAPARKEN...

- Elinizin altında birden fazla far fırçası olsun.
- Alt kirpik dibinde renk dağıtma yaparken gözlerinizi kapatın. Bu işlemde kullandığınız fırçanın dar, enli ve temiz olmasına özen gösterin.

- Fırçaya bol malzeme yüklemeyin. Özellikle yüksek pigmentasyonlu farlarda işiniz çok zorlaşır. Uygulamanızı küçük dokunuşlarla yapın.

- Gözlerinize, yüz makyajınızı tamamladıktan sonra geçin. Ama göz altı kapatıcısını en sona bırakın. Dökülmelere karşı önlem almış olursunuz.
- Mutlaka ama mutlaka far bazı kullanın.
- Dudaklarınız nude tonlarda olsun. Hem gözü hem dudağı vurgulamaya çalışmayın.
- Yanaklarda aşırıya kaçmayın.

- Dumanlı makyajın ana rengi siyahtır. Ama işin içine koyu yeşil, koyu mavi, mürdüm ya da bronz kahve gibi ışıltılar da katabilirsiniz. Neden olmasın?

17 Ekim 2013 Perşembe

Neyi Ne Zaman Çöpe Göndermek Lazım?

Her üründe olduğu gibi, makyaj malzemelerinin de bir raf ömrü var.

Farklı kaynaklarda, farklı süreler geçiyor.
Ancak hemen belirteyim, aşağıda sıralayacağım raf ömürleri Bobbi Brown'ın çıkarmış olduğu Makeup Manual adlı kitaptan alıntıdır.

Dolayısıyla şüpheye, acabaya mahal yok!


Likit ve krem fondötenler - 2 yıl
Kapatıcı- 2 yıl
Pudra - 2 yıl
Maskara - 6 ay
Ruj - 12 ila 18 ay
Dudak ve göz kalemleri - 12 ila 18 ay
Göz farı - 2 yıl
Toz allık - 2 yıl
Krem allık - 2 yıl
Nemlendirici - 2 yıl
Göz kremi - 6 ay
Güneş koruyucu - 2 yıl
Yüz kremi - 2 yıl


Ufak Hatırlatmalar

Orijinal tüm cilt ve kozmetik ürünlerinin ambalajlarında, kapağı açılmış bir ürün logosu bulunur. Üzerinde de ürünün açıldığı andan itibaren dayanma süresi yer alır. Yukarıdaki genellemeleri göz önünde bulundurun ama ürünün arkasındaki süreye de dikkat edin.

Ojelerinizi serin ve kuru yerde saklayın. Buzdolabı bir çözüm elbette, ama buzdolaplarının soğutma dereceleri değiştiği için, ojeniz donabilir! Ya da koleksiyon sahibiyseniz, sığdıracak yer bulamayabilirsiniz. Çözüm, ojeleri ışık geçirmeyen bir kutuya dizerek, yine ışık almayan bir yerde muhafaza etmek. Bu makyaj çekmecesi, yatağınızın altı ya da gardrobunuzun içi olabilir.

Ve diyelim ki satın aldığınız ürün, garipleşmeye başladı. 
Bu fondötende sulanma, pudralarda kimyevi koku, 
rujda; sürdüğünüz zaman ağzınızın içinde metalik tat, 
göz ürünlerinde kaşıntı, kızarma şeklinde kendini gösterebilir.
Kokuda dokuda bozulma varsa, hiç risk almayın, gönderin çöpe gitsin.
Hiçbir şey sağlığınızdan daha önemli değil.

Sevgiler!

16 Ekim 2013 Çarşamba

Benimle İlgili 20 Gerçek - Teşekkür

Öncelikle...
Bu sabah uyandığımda, 200 izleyicim olduğunu gördüm.
Şu kısacık zaman zarfında benden desteğini, yorumunu esirgemeyen tüm takipçilerime çok teşekkür ederim.
Blog yazarlığı işine giriştiğimde aklımda onlarca şüphe vardı. Sayenizde her birinin yersiz olduğunu gördüm!

Gelelim bugünkü yazının konusuna...

Bulut Ağacı blogunun sahibi Dilek tarafından mimlendim.
Dolayısıyla sizlere, kendimle ilgili 20 gerçeği aktarmam gerekiyor.


Başlayalım o halde:

1- Hep arkeolog olmak, kariyerimin zirvesinde de uluslararası çapta bir müzenin müdürü pozisyonuna yükselmek istedim. İdolüm Zahi Hawass.

2- Okuma yazmayı dört yaşında kendi kendime söktüm. Beş yaşındayken İstiklal Marşı'nın on kıtasını ve Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni ezbere biliyordum.

3- Emekli olunca Galler ya da İrlanda'ya yerleşmek istiyorum.

4- Benim için Türk kahvesini sade içen erkeğin karizması, double espresso sipariş eden erkeğin karizmasından kat kat üstündür.

5- Kelimelerin kökenlerine karşı muazzam bir takıntım var.

6- Küçükken en büyük hobim, Barbie bebeklerimi ağda ve tuvalet kağıdıyla mumyalamaktı.

7- Bir insanda ilk baktığım şey kemik yapısıdır.

8- Benim için her ürünün, ortalama bir fiyat aralığı vardır. Beğendiğim bir şey, o aralığın üzerindeyse, gece uykularımın kaçacağını bilsem bile asla satın almam. Paramın cüzdanımı ısıtmasını daha çok seviyorum.

9- Anneanneme benzetilmekten her zaman onur duydum.

10- Her türlü hayvana şefkat gösterebilirim. Eve giren kara sineğe bile camdan edebiyle çıkıp gitmesi için bir şans veririm.

11- Defter, kutu, oje ve fular almayı çok seviyorum.

12- İnsanın hayatında özel birinin olması elbette ki son derece doğal, samimi, manevi anlamda gerekli ve güzel bir olay. Ama kendini "aşk, aşk, aşk!" diye paralayan, tabir-i caizse "aşka aşık" tipleri son derece hastalıklı buluyorum. Kendini sevgilisine endeksleyenlerin karakterinin sağlamlığından da şüpheliyim!

13- Hangi mevsim olduğu hiç fark etmez, güneş gözlüğüm olmadan evden çıkamam.

14- Çanta içinde çanta taşırım. Çünkü elimdeki şeyi çantanın boşluğuna attığım zaman bir daha hayatta bulamam.

15- İngiliz aksanını Amerikan aksanından daha anlaşılır buluyorum. Dublajlı dizilerden ve filmlerden hiç hoşlanmıyorum.

16- Elime alıp okuduğum ilk Türkçe kitap Sherlock Holmes'tü. İlk İngilizce kitap da yine Sherlock Holmes oldu.

17- Modern sanatla ve modern edebiyatla aram yok. Anlayışım klasik, tahammül edebildiğim en modern akım empresyonizm.

18- Minik minik incik boncuk takmaktan hoşlanmam, ucuz görünen şeylerden ise uzak dururum. Herkeste olan şeyi giymekten, takmaktan, taşımaktan ve kullanmaktan nefret ederim. Aldığım şeyi sokakta üçten fazla insanın üzerinde gördüysem dolaba kaldırır, "modası" geçince giyerim.

19- Bir kadının yazlık ve kışlık olmak üzere, imzası olacak iki parfümü olması gerektiğine inanıyorum.

20- Alışveriş yaparken fenalık basıyor, o yüzden işlerimi olabildiğince hızlı halletmeye bakıyorum.


Bu mimi, yapmak isteyen herkese mimliyorum.
Teşekkürler Dilek!

15 Ekim 2013 Salı

Makyaj Dolabı Düzeni

Bu aralar hep düzenden gidiyorum. Önce seyahat öncesi makyaj çantası, şimdi de bu!
Ama elimde değil, ben evde yokken ortalık almış başını gitmiş.

İşin tuhafı, yola çıkarken makyaj dolabım bu kadar karmaşık değildi sanki... Nasıl oldu bilmiyorum!

İstanbul'dan aldığım ufak tefek birkaç parça daha vardı, makyaj çantamı boşaltayım dedim, ona değdi buna değmedi derken ben bugün kendimi, kozmetiğe gömülmüş buldum.

İşim bitmişken de fotoğraflayıp, sizlerle paylaşmak istedim.


Makyaj dolabı dedik, tren çıktı!
Gördüğünüz bu cici tren, bana annemin hediyesi. 
Kutu merakımı bildiği için almış getirmiş.
Ben de rujlarımı koymak için kullanıyorum :)


Bu sayede hem rujlarım daha az yer kaplıyor, hem de renklere göre bir sıralama yapabiliyorum.


Saklama kaplarına yönelik de özel bir takıntım var, makyaj malzemelerimi tozlanmamaları için böyle kutularda muhafaza ediyorum. Gördüğünüz gibi, dudak kalemlerim ve parlatıcılarım için bir kutum, göz ürünlerim için bir kutum, tekli nesnelerim için bir kutum ve halihazırda kullandığım kapatıcılar ile göz bazlarım için ayrı bir kutum var.


Dudak bakım ürünlerimi de ayrı bir cam kavanozda tutuyorum. Yerim çok fazla olmadığı için sahip olduğum her şeyi boydan boya dizmek gibi bir lüksüm yok maalesef. Olan yerlerimi kitaplarım için kullanmayı tercih ediyorum :)


Dört katlı ve tek çekmeceli bir makyaj dolabım var. Üst kattaki vintage görünümlü kutuyu, şu yazımdan hatırlayacaksınız. İçinde ojelerim duruyor.

İkinci katta ise şu anda kullandığım cilt bakım ürünlerim ile parfümlerimi sıraladım.


Pudralarım, allıklarım, paletlerim çekmecede duruyor.


Çekmecenin altındaki üçüncü katta, manikür malzemelerim, fırçalarım, yüz temizleme mendillerim gibi eşyalarım var. Kırmızı kutuya ise bigudilerimi doldurdum.
Bunun altındaki katı ise fotoğraflamadım, çoğu şey torbalarda ve kutularda duruyor. İçlerinde kullanım sırasını bekleyen cilt bakım ürünlerim ve kullanmadığım makyaj çantalarım yer alıyor.

Hazır elim değmişken, İstanbul'dan aldığım ahşap ilk yardım kutusunu da yerleştirdim.



Sonuçta sağlık, güzellikten önce gelir.
Evde başımıza bir iş gelse, bizi rujlarımız ojelerimiz kurtarmayacak, değil mi ama? :)

 Sizin makyaj düzeniniz ne durumda?
Evinizde ilk yardım çantası / kutusu bulunduruyor musunuz?

İyi bayramlar!

9 Ekim 2013 Çarşamba

Seyahat Öncesi Makyaj Çantası

Yarın sabah yola çıkıyorum ve dört gün boyunca İstanbul'da olacağım.

Haliyle son iki günü, valizimi hazırlamakla geçirdim.
Valiz dediğime de bakmayın ha! Şu minik, hostes boy olanlardan götürüyorum.

Böyle durumlarda insanın ihtiyaçlarını çok iyi belirlemesi gerekiyor ki yanında saçma sapan, gereksiz şeyler taşımasın.
Biri "gereksiz şeyler taşımamak" mı dedi?

Hah..
Bir kadının makyaj çantası kadar "gereksiz" şeylerle dolup taşan bir nesne olabilir mi?

Ne bulursak "O da lazım olur, bu da lazım olur!" diye bir tıkıştırıyoruz, sonunda içinden iki rujla bir pudra kullanıp dönüyoruz. E ne oldu?

İşte o yüzden, benim seyahat öncesi makyaj çantamı hazırlamam da biraz zaman aldı.
Bakalım yanımda neler götürüyorum?


Watsons BB Cream - Light
Max Factor Lasting Performance Fondöten, 105 Soft Beige
Seyahat zamanlarında cildimin ne yapacağı belli olmuyor. Hiç sorun yaşamadığım dönem de var, yüksek kapatıcılığa ihtiyacım olduğu zamanlar da. Bu nedenle ikisini de yanıma aldım. Bir de Giordano yüz bazımı koydum ama onu fotoğraflamayı atlamışım, sonradan aklıma geldi.


Essence Match 2 Cover Kapatıcı
Flormar Terracota Pudra


Essence Me and My Ice Cream Serisi Krem Allık, 01 Ice Bomb
Bu krem allığı çok seviyorum, tenime mükemmel uyum sağlıyor, kolay uygulanıyor. Yanımda allık fırçası taşıyasım da yoktu zaten!


Essence Me and My Ice Cream Serisi Göz Farı, 01 Cone Head
Bu farı aydınlatıcı olarak kullanıyorum. Çok minik olduğundan çok yer kaplamıyor.


 Essence I Love Stage Göz Farı Bazı
Bu ürünü çok seviyorum, göz kapağımın rengini de eşitliyor.


Maybelline Eye Studio Lasting Drama Jel Eyeliner - 01 Intense Black
Henüz hiç kullanmadığım bir ürün. Watsons bayram indiriminden edindim. Yazısı bayram dönüşü gelir herhalde.


Essence Stays No Matter What Göz Kalemi - Far
Cute Copper 05
Green Garden 06
Powerful Purple 02
Geçenlerde bakır rengi olan kalemi edinip aşık olduktan sonra iki rengini daha aldım. Canım far taşımak istemiyor. Dolayısıyla bu kalemler benim için kurtarıcı olacak. Yazısı gelecek!


Flormar Waterproof Eyeliner Göz Kalemi
Avon Glimmerstick Göz Kalemleri, Sugar Plum ve Smokey Diamond
Beyu Kaş Kalemi


Alix Avien DNA Maskara
Favori maskaram olduğunu belirtmiştim. Yazısı için TIK.


Oriflame Hollywood Red Carpet Dudak Kalemi
Rimmel Exaggerate Full Colour Dudak Kalemi


Oriflame Midnight Red Ruj
Kırmızı ruj her zaman kurtarıcıdır :)


Lasting Finish By Kate Rujlar
107 - Koyu bordo
109 - Tatlı bir mercan rengi
112 - Koyu kahve
Bu rujları da Watsons indiriminden edindim, yüzde 50 indirimliydiler. Bu renklere acilen ihtiyacım vardı, süper oldu. Ve onca kalabalığa rağmen Watsons satış asistanları inanılmaz yardımcı oldular. Diyalog aynen şöyle gelişti:

- İyi akşamlar, acilen koyu bordo, koyu kahve ve mercan tonlarında üç ruja ihtiyacım var, simli olmasın.
(satış asistanı Rimmel standına koşar, her birinden sadece birer tane kalmış bu renklerin testerlarını kapar gelir, elime sürer, ben bayılırım, hemen bir adet de ıslak mendil bulunur, rujlar elime teslim edilir. Toplamda dört dakikada!)

Tabii bu rujların da yazısı gelecek!

Hakkında yazmam gereken ne çok şey birikti yahu!

Bu da makyaj çantamın son hali.


Sonuçta makyaj çantamı bir BB krem, bir fondöten, bir pudra, bir allık, bir aydınlatıcı, bir kapatıcı, iki baz, bir maskara, bir kaş kalemi, bir eyeliner, dört ruj, üç farklı göz farı rengi alternatifi, üç göz kalemi ve iki de dudak kalemiyle kapatmayı başarmışım.

O zaman aferin bana!

Siz yola giderken yanınıza neler alıyorsunuz? Böyle listeleme yapıyor musunuz yoksa elinize ne gelirse yanına alanlardan mısınız?

Sevgiler!

7 Ekim 2013 Pazartesi

Teknoloji Harikası Yataklarda Büyük İndirim...

İyi uykunun, sağlıklı yaşamın olmazsa olmazlarından biri olduğuna inanan İşbir Yatak, herkes sağlıklı uyusun diye yaptığı Büyük İNDİRİM KAMPANYASI ile 2013 yılına damgasını vurdu...


Yaşamımızın 3’te birini uykuyarak geçiriyoruz…



Uyku, nefes almak, yemek yemek ve su içmek gibi sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez bir zorunluluktur. Vücudun kendisini yenilediği dönemdir. Bu yenilenmeye izin vermezseniz bedeniniz ruhunuzdan önce yaşlanır. İyi yaşamanın, huzurlu ve sağlıklı olmanın yolu, her şeyden önce iyi bir uykudan geçer. İyi bir uyku içinse doğru yatağı seçimi çok önemlidir. Doğru bir yatak, vücudun doğal omurga eğrisini korumasına yardımcı olurken, yanlış seçilmiş bir yatakta uyumak, kaslar, sinirler ve damarlar üzerinde baskı yaparak bel ve sırt ağrılarının oluşmasına neden olabilir. Yaşamımızın 3’te birini geçirdiğimiz uyku ortamı aslında en fazla yatırım yapmamız gereken alanlarından biridir.



İşbir Yatak, uyku sağlığının sağlıklı yaşamın vazgeçilmezlerinden olduğu inancıyla, yatak ve uyku konforuna dair kaliteli, sağlıklı ve teknolojik ürünler üretiyor. İlk olarak NASA tarafından geliştirilen viskoelastik malzemeyle, 5 yılı aşkın ar-ge faaliyetlerinin ardından, yatak sektöründe devrim niteliğindeki “VİSKOELASTİK AKILLI YATAK VISCOSTAR”ı üreten İşbir Yatak uyku sektörüne kazandırdığı diğer teknolojilerle de, Türkiye’de yatak sektöründe kalite ve sağlık bilincinin hızla ilerlemesinde önemli role sahip.

Güne dinlemiş, dinç, keyifli ve mutlu hissederek başlamak için kaliteli uykuyu seçin...

Son yıllarda uyku konforuyla ilgili artan sağlık bilinciyle birlikte tüketici eğilimlerinin değişim gösterdiği gözlemleniyor. Günümüzde artık tüketici yatmak için herhangi bir yatak seçmek yerine, özellikleriyle kişisel ihtiyaçlarına en doğru çözüm olacak bir ürün seçmeyi tercih ediyor. Tüketiciler, yatağın bir sağlık ürünü olduğu farkındalığı ile, tercihini, ucuz ve sağlıksız ürünlerden, özellikli ürünlere kaydırmaya başlamış durumda.

Sağlıklı bir uyku için gereken tüm teknolojiler İşbir Yatak’ta…



İşbir Yatak, misyon olarak benimsediği, “dünyada gelişen teknolojiyi sektöre adapte etme” ilkesi doğrultusunda, ürettiği üstün teknoloji yataklar ile sağlığına ve konforuna önem verenlerin birinci tercihi. Kullandığı “açık hücreli visko teknolojisi”, sadece İşbir Yatak için Türk mühendisleri tarafından üretilen patentli “polimer yay teknolojisi”, tüm yataklarda kullanılan ve ultra hijyen sağlayan lisanslı “Quallofil® Allerban®” dolgu teknolojisi, yatakların lavanta kokmasını ya da A,C ve E vitamini deposu olmasını sağlayan özel “nanoteknoloji” ile üretilmiş yatak kumaşları, anti-stres etkiye sahip yatak, at saçı yatak, hindistan cevizi özlü yatak, masaj yapan yatak, sporcular için özel nem tutmayan, dolayısıyla uykuda terleme sorunu önlemeye yardımcı olan yatak, yatak kliması gibi yeniliklerle, her anlamda ve her zaman pazarda yatak modasının öncüsü konumunda.

Teknolojik yatak denince akla ilk olarak İşbir Yatak geliyor....

İşbir Yatak, gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında konusunda uzman kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde olmaya devam ediyor ve ürünlerinde kullandığı tüm teknolojileri laboratuvarlarda test ettirip sertifikalandırıyor.

İşbir Yatak’tan “herkes sağlıklı uyusun” diye, yatak sektöründe yıla damgasını vuran büyük İNDİRİM KAMPANYASI



*VISCOSTAR Viskoelastik Akıllı Yataklarda %30 (ErgoPlas Polimer Yaylı Viskoelastik Akıllı Yatak hariç), Pocket Spring Paket Yaylı Yataklar (Elite Pocket Ergonomik Ortopedik Paket Yaylı Yatak hariç) ve Lateksit Ergonomik Yaysız Yatak grubundan CocoDream Hindistan Cevizi Lifli Organik Yatak ve Troia At Saçı Yatakta %20 indirim yapılmaktadır. Diğer tüm yataklarda (Açelya, Ekoyat ve bebek yatakları hariç) tek kişilik yataklara 1 adet, cift kişilik yataklara 2 adet Promed yastık bedelsiz olarak verilmektedir. Kampanya, 1 Eylül – 31 Ekim 2013 tarihleri arasında kampanyaya katılan İşbir Yatak Uyku Merkezleri’nden yapılan alışverişlerde geçerli olacaktır.

**Görselde, kampanya kapsamındaki Comfort Viskoelastik Akıllı Yatak kullanılmıştır.

***Görselde belirtilen fiyat Comfort Viskoelastik Akıllı Yatak için tavsiye edilen KDV dahil peşin fiyattır. Bu tutara baza ve başlık dahil değildir. (Görseldeki baza seti: Neruda Set – Döşeme: efes – Renk: antrasit düz )

Unutmayalım... Hayatta bize sunulmuş en güzel hediye, yeni bir güne uyanmaktır...

İşbir Yatak


Online sipariş verebileceğiniz web sitemiz: www.isbiryatak.com

Bizi takip edin, kampanyalardan ve yeni ürünlerden ilk siz haberdar olun.
www.facebook.com/isbiryatak
www.twitter.com/isbiryatak


Bir bumads advertorial içeriğidir.

6 Ekim 2013 Pazar

Tırnak Süsleme - Kırmızı Leopar


Yapılışı basit, görüntüsü feminen ve bir o kadar da çarpıcı bir tırnak süsleme alternatifi arıyorsanız, sizi böyle alalım!


Malzemeler:

Kırmızı oje.
Açık kahve rengi oje. (Deve tüyü rengi ideal.)
Yoğun pırıltılı bir bronz kahve oje.
Siyah oje. (Ttırnak süsleme için özel üretilmiş olanlardan edinirseniz daha kolay çalışırsınız.)
Tırnak bazı. (Opsiyonel.)
Altın rengi simler içeren bir top coat. (Yine opsiyonel. Ama daha zengin bir görünüm katıyor.)


Benim kullandığım ojeler:



Sol baştan:

Avon Color Trend Nail Top Coat - Gold Flecked
Art Club Nail Art Lacquer (Watsons'tan edinebilirsiniz.)
Pastel 91 numara.
Sally Hansen Complete Salon Manicure - Terracotta
China Glaze - Paint The Town Red


Yapılışı:

Önce tırnak bazını sürün.
Fotoğrafa eklemeyi unutmuşum ancak ben Essence Studio Nails 24/7 kadifemsi bazını kullanıyorum. Yazısı pek yakında! 

Orta parmağınızı ve yüzük parmağınızı açık kahveye boyayın. 
Kuruduktan sonra, ışıltılı bronz kahve ojeyle üzerine iricene benekler kondurun. Yuvarlak yuvarlak olmalarına gerek yok, her bir beneği eşit yapmanıza da gerek yok. Ne kadar değişik, o kadar iyi.

Bronz benekler kuruduktan sonra, çevrelerini siyah ojeyle kesik kesik çerçeveleyin. Yine eşit olmasına gerek yok. Tırnağa leopar deseninin nasıl çalışılacağı hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki görsele göz atabilirsiniz.


Tüm benekler, çerçeveleriyle birlikte kuruduktan sonra, üzerine altın rengi simler bulunan topcoatu sürün.

Kalan tırnaklarınızı canlı bir kırmızıya boyadığınız zaman, manikürünüz tamamlandı demektir!


Bu çalışmam büyük sükse yaptı, bindiğim toplu taşıma araçlarında tüm kız çocuklarının da büyük ilgisini çekti :)

Keyifli süslenmeler!

MİM: Blogger Buluşması

Beauty Boop tarafından mimlendim. Teşekkür ediyorum!
Bu seferki konumuz, blogger buluşması :)

Blogunuzun adı?:
Tutumlu Pudriyer.

Hangi ilde yaşıyorsunuz ve semtinizi söyler misiniz?
Eskişehir.

Blogger buluşmalarına katıldınız mı?
Henüz öyle bir fırsat olmadı.

Bulunduğunuz ilde bir blogger buluşması olsa, katılmak ister miydiniz?
Kimlerin geleceğiyle doğru orantılı bir soru bu! :)

Sizce bir blogger buluşma etkinliği nasıl olmalı?
Aşırı kalabalık olmamalı ki ortam sıcaklığı kaybolmasın, kendimizi seminerde gibi hissetmeyelim.
Ayrıca buluşma için doğru dürüst bir mekân tercih edilmeli.


Ben de sevgili arkadaşım For Beauty'i mimliyorum.
Mutlu hafta sonları!

4 Ekim 2013 Cuma

Kış Trendi Makyaj Örneği - Bordo Dudaklar

Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası (!) hepimizi serseme çevirdi, birkaç gün öncesine dek tişört şort formatında mutlu mesut dolanıp, akşamları "Ay hafiften serin mi çıktı ne?" derken, bugün ilk defa bere giymek zorunda kaldım.

Böyle olunca, dışarı çıkarken bu sezonun kış makyajı trendini yüzüme uygulamamak olmazdı tabii.

(Yalan. Sabahın köründe uzun uzun gözümü boyamaya çok üşendim, bu sade trend de çok işime geldi! Uyku sersemi bu kadar oluyor!)

Şuradaki yazımda, dudakların koyu, vurgulu renklere bürüneceğini, gözlerin ise nispeten daha geri planda kalacağını belirtmiştim.

Haliyle tercihim, bordo ruj ve basit bir eyelinerdan yana oldu.
Tabii bu bir makyaj tutorialı sayılmaz çünkü fotoğraflama yapmak, tam evden çıkmadan önce aklıma geldi. 


YÜZ

Öncelikle yüzümü, Avon'un yeni çıkardığı kış bakım serisinin kremiyle nemlendirdim. 
Ardından Watsons'ın ürettiği ve benim de pek severek kullandığım BB kremi uyguladım. 
Pudra seçimim, Rimmel Stay Matte oldu. 
Göz altı kapatıcısı olarak ne sürdüğümü hatırlamıyorum!
Allık ise Essence'ın Me & My Ice Cream serisinde yer alan Ice Bomb. Allık kullanmaktan benim kadar nefret eden bir insan olamaz, buna rağmen müptelası oldum.

GÖZLER

Göz kapağımın rengini eşitlemek için yine Essence'ın I Love Stage göz farı bazını kullandım. Bu üründen kimileri çok memnun kimileri değil. Ben, ilk grupta yer alıyorum.

Bazın üzerine, The Balm'ın en sevdiğim paletlerinden biri olan Nude Tude'un Snobby rengini geçtim. 
Kaşlarımı aynı palette yer alan Sleek rengiyle hafifçe doldurdum.

Maskara iki ince kat, markası ise bitirmeye çalıştığım Avon Color Trend.

DUDAKLAR

Ruj Avon'dan, elimdeki 2132324 tester rujdan biri. Ultra Color Rich serisinden Oxford Wine
İlk işim bu rujun tam boyundan edinmek ve bir de uygun dudak kalemi bulmak olacak. 
Fotoğraflarda renk, her ne hikmetse daha açık duruyor, üstelik flaş kullanmadığım halde. 

Esas rengi şöyle:


Sizin "uyku sersemi" makyajlarınızın olmazsa olmazları neler?

1 Ekim 2013 Salı

Gratis ve Koton Alışverişi

Merhaba!

Genelde kozmetik dışı alışveriş yazısı pek yazmam, ancak bugün aldığım bir iki şeyi sizlerle paylaşmak istedim.

Gratis'in nostalji serisini üç aşağı beş yukarı hepimiz duyduk. Ben de bu akşam fırsat bulur bulmaz, kendimi en yakın Gratis şubesine atıp ürünleri incelemek istedim.


Ürünleri incelerken, son derece yardımsever bir görevli yanıma yaklaştı ve "Dilerseniz bir de kutumuz var" dedi. Kutu mu? Ben kutu gördüm mü almadan yapamam ki!? Çünkü illa ki bir kullanım yeri ve zamanı geliyor. Ben bu kutuyu katalogta gördüğümde ufak bir şey sanmıştım. Hatta "Ay ufacık şey için 20 TL verilir mi?" demiştim.

O ufacık (!) dediğim şey, kocaman çıktı. Öyle ki tüm ojelerimi içine aldı da yer bile kaldı!


Bu seriden aldığım bir diğer şey ise, aşağıda gördüğünüz defter oldu. Katalogta not defteri diye geçiyor, haliyle yine ufak bir şey zannediyordum. Vallahi bu da kocaman çıktı! Ebatları elimin tamamı kadar. Daha ne için kullanacağımı bilmiyorum ama onun da yeri gelir. Bu da 14 TL.


Koton sürekli indirimde. Sürekli yüzde 70. Kim Kardashian'ın hamilelik süreci gibi, bitmek bilmiyor.
Bujiteri alışverişimi Koton'dan yapmayı severim çünkü kararma ya da kaplama dökme sorunu yaşatmıyor. Gerçi ünlü markaların "çakmalarını" çalıştıkları zaman içten içe sinsi sinsi gülüyorum ama ne yaparsın?


Bu küpelere annemle aynı anda atladık. Daha doğrusu annem bir askıdan, ben bir askıdan, birbirimizi hiç görmeden aynı çift küpeyi çektik. Sonra birbirimize döndük ve "BAK - Aaaa!" Meğer ikimizin de elinde aynı küpeler! Tabii bunun da bir esbab-ı mucibesi var. Çünkü rahmetli anneannemin benzer bir çift küpesi vardı.


Son küpe seçimim de bunlar oldu. Biri, Avrupa'nın yeni yeni keşfetmeye ve tasarımlarında çalışmaya başladığı "evil eye", yani bizim yıllardır ve yıllardır kullandığımız, ortası nazar boncuklu "kem göz" figürü. Diğeri de namı Hindistan'a kadar uzanan "Fatma Ana'nın Eli" tılsımı. Bu ikisini sık sık kullanacağım sanırım. Çünkü üzerimde nazara karşı bir sembol ya da en azından mavi bir şey olmadan evden asla çıkmıyorum.

Bu aralar, bu iki markanın ürünlerine baktınız mı?
Peki sizin "takmadan / yanıma almadan asla çıkmam" dediğiniz objeleriniz var mı?

Sevgiler!


blogger template by lovebird