27 Ocak 2014 Pazartesi

Mim - Kışa Dair Favorilerim

17 gündür blogun yüzüne bakmamışım.
Mahcubum.
Gerçekten mahcubum! 

Bu ihmalkarlıkta iş temposunun, hemen hemen hepimizin tepesinden şöööyle bir geçen nezle grip durumunun ve Roma mimarisinin etkisi büyük.

Velhasıl, özür dilerim!
Dönüşümü; Beauty Formulas tarafından üretilen soyulan maske değerlendirmesiyle gerçekleştirdim.
Ancak hazır elim değmişken, bana biricik Forbeautyy'm tarafından gönderilen mimi de hazırlayıp yayınlamak istedim.

Teşekkür ederim canım!


1. Kış deyince ilk aklına ne geliyor?
 Finlandiya. Kışın masallaştığı ülke. 


2. Favori kış aksesuarın nedir?
Boynuma dolayabileceğim her türlü nesne. Mevsim fark etmiyor :)


3. Kahve mi, çay mı, sahlep mi?
Kahve!

4. Favori kış mumun?O tarz alışkanlıklarım pek yok. 

5. Kırmızı ruj mu yoksa eyeliner mı?
Eyeliner.

6. En sevdiğin kırmızı ruj?
Clinique Chubby Stick - Chunkiest Chili

7. En çok giydiğin kazak?

Anneannemin vintage kazağı. Üstü el işi.

8. En son aldığın kazak?

9. Çocukluğundan bir anını bizimle paylaşır mısın?
Kış denince aklıma ilk gelen anı; anneannemin yıkanan ufak tefek çorap, mendil gibi nesneleri kurumaları için dökme demirden radyatörlerin üzerine sermesi. Evin içi nasıl da mis gibi kokardı!

10. Favori kış ojen?
Ne bulursam sürüyorum desem yeridir. Özellikle bir oje markası, numarası veremeyeceğim. Zaten bu aralar oje moje hak getire, tırnaklar aldı başını gidiyor. 

11. Kısa bot mu uzun bot mu?
Kısa.

12. Favori kış parfümün?
Jean Paul Gaultier - Madame.
13. Favori kış makyajı ürünün?
Diadermine CC krem.

14. Favori kış cilt bakımı ürünün?
Avon'un kış için özel çıkarttığı Solutions nemlendiricisi ve Body Shop ballı dudak balmı.

15. Kış mı yaz mı?
Yaz.

Mimi, yapmak isteyen herkese gönderiyorum! Sevgiler!

Beauty Formulas Regenerating Apricot Peel Off Yüz Maskesi

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Avcılar'da yer alan Pelican Mall'daydım. AVM içindeki Watsons, bugüne kadar gördüğüm, ürün çeşitliliği en yoğun mağaza idi. Ben de, daha önce hiç görmediğim Beauty Formulas Regenerating maskeyi edindim.


Watsons'a özel bir ürün olan bu kayısılı maske, ciltten soyularak çıkarılıyor. Her cilt tipine uygun olduğu söylenen ürün; nemlendirme, canlandırma, makyaj ve yağla tıkanan gözenekleri temizleme ve cilde ışıltısını geri kazandırma özelliklerini taşıyor (muş).

Denemeden bilemezsiniz, değil mi? :)

Yapı: Maske şeffaf ve koyu kıvamlı. Ben herhangi bir kayısı kokusu almadım.

Sürüm: Yüzünüzün her yerine eşit olarak dağıtıyorsunuz. Sürümü kolay, işiniz bitip elinizi yıkadığınızda da kolayca akıp gidiyor. Ancak ilk uygulamada, cildinizde muazzam bir ferahlık hissediyorsunuz. Sanki biri yüzünüze mentol atmış gibi oluyor.

Benden tavsiye: Maskeyi yüzünüze orta kalınlıkta sürün. Aksi takdirde soyma konusunda sorun yaşayabilirsiniz. Kaşlarınızdan ve göz altınızdan kesinlikle uzak durun.

Bekleme süresi: 25 ila 30 dakika. Maske yüzünüzde kuruyor, cildiniz geriliyor. Ancak dışarıdan bakıldığında zeytinyağına bulanmış gibi görünüyorsunuz.


Soyma aşaması inanılmaz kolay ve zevkli. 
İşiniz bitince dilerseniz yüzünüze şöyle bir su çarpabilir ve nemlendiricinizi sürebilirsiniz.

Peki bu maske, vadettiklerinin kaçta kaçını gerçekleştirebiliyor?

Nemlendirme: Maskeyi soyduktan sonra yüzümde katır katır bir his olmadı. Ama muazzam bir nemlendirme etkisi de görmedim.

Canlandırma, ışıltı verme: Bu kısma katılıyorum, cildim bebek yüzü gibi oldu.

Gözenek temizleme: Eh. Gözeneklerimde gözle görünür bir değişiklik fark etmedim. Ama maskeyi uygulamadan öncekinden daha iyi bir ciltle karşılaştım.

Sonuç: Biz kadınlar, yüz maskelerini pek severiz. Her defasında da maskenin altından mucizevi bir sonuç çıkmasını bekleriz. Bu maske, insana aman tanrım dedirtmese de, denemeye değeceğine inandığım bir ürün oldu. Tüp bitene kadar uygulamalarıma devam edcecek, denk gelirsem de sırf sonradan verdiği yumuşaklık hissi için bir yenisini alacağım.

Sizin favori bir yüz maskeniz var mı?

10 Ocak 2014 Cuma

H&M Liquid Eyeliner


İstanbul seyahatlerimden biri sırasında H&M'e uğrama fırsatı buldum ancak ürün yazısını hazırlamayı sürekli ihmal ettim.

Şu anda yaşadığım şehirde H&M bulunmuyor. Bu benim için büyük bir kayıp değil, zira H&M'in ürettiği giysilerin kalıplarını, vücut yapıma hiç ama hiç yakıştırmıyorum. Son on yıl içinde bu mağaza zincirinin kapısından toplasanız üç kere filan girmişimdir.

Bu seferki ziyaretimin sebebi, H&M'in yeni çıkardığı ve bloggerlar arasında büyük heyecana neden olan kozmetik ürünlerini denemekti. Hal böyle olunca, Forum İstanbul'un yolunu tuttum.

H&M benim için hayal kırıklığı olmaya devam ediyor.
Ben, alışveriş öncesinde dersini çalışan bir insanım. Dolayısıyla içeri adım attığım anda ne satın alacağımı biliyordum. Ne var ki mağazanın ilgiden alakadan haberi olmayan görevlileri tepemi attırdı.

Kozmetik reyonunun yerini sorduğumda, yüzüme boş boş bakıldı.
Sonra da orta yerdeki içi karıştırmalık kübik çanak tipi tezgahlar gösterildi.

Far paletlerinin yerini sordum.
"Bizim öyle bir üründen haberimiz yok" cevabını aldım.

Bir başka rezillik ise kozmetik ürünlerinin durumuydu.
Zaten ürünler, dandik şeffaf plastik poşetlere konmuştu. Bu poşetler açılmış, ürünlerin kendileri açılmış, dökülmüş. Hijyen sıfır. Her taraf her tarafta. Ortada tester namına bir şey yok. Felaket yani.

Tüm bu karmaşada, "Madem bu kadar yol geldim, elim boş çıkmayayım" dedim ve yukarıda fotoğrafınızı gördüğünüz lila renkli eyelinerı aldım.



Ambalaj çok cici. Ürünün hafif sedefli, güzel bir yapısı var. Sürümü kolay. Ne var ki ben bu ürünün denemesi sırasında çok büyük bir hata yaptım ve eyelinerı, baz sürülmemiş göz kapağına çekmek gibi bir gaflette bulundum.

Sonuç mu? Göz kapağım, kaş kemiğinin altındaki crease bölgesine yapıştı, gözlerimi rahatça hareket ettiremez oldum ve delirdim.

Sonra far bazı sürerek ikinci bir şans daha vermeye karar verdim, bu sefer nispeten daha memnun kaldım.


Ürünün bir eksisi de, ne kadar özenli sürerseniz sürün, eninde ve sonunda kirpiğinize doğru akma yapıyor. Özetle bu, benim için bir daha gidip asla satın almayacağım bir eyeliner oldu. Mağazada sinirlendiğime de değmezz, verdiğim paraya da. Aman aman pahalı bir ürün değildi, iki üç ay önce aldığım için fiyatını net olarak hatırlayamıyorum. Ama 6 - 7 liralık bir şey olması lazım. Hafızam beni yanıltmıyorsa elektrik mavisi ve turkuaz renkleri de vardı.

Sizin böyle kötü H&M deneyimleriniz var mı? Markanın kozmetik ürünlerinden kullandınız mı? Memnun musunuz?

8 Ocak 2014 Çarşamba

Yaşlara Göre Cilt Bakımı

İnsan yirmili yaşlarını sürerken, cildi tarafından asla ihanete uğramayacakmış gibi geliyor.

Kazın ayağı öyle değil maalesef. (Burada kaz ayaklarına gönderme yapmıyorum. Gerçekten.)

Yaş kaç olursa olsun, Avrupalı cilt uzmanlarının 3S faktörü olarak tanımladığı ve cildi sinsi sinsi etkileyen bir gerçek var. Smoking, sun, sleep yani sigara kullanımı, güneş ve uyku şeklinde çevrilen bu unsurlar, etkisini hemen göstermese bile zamanla, özellikle otuzlu yaşların başından insana "Eyvah!" dedirtiyor. "Tam teşekküllü cilt ürünleri için çok mu geç kaldım?"

Annemle aramda geçen diyalogu hatırlıyorum. Yaşım o zamanlar 15'ti.

- Fransız kadınları nesiyle meşhurdur?
+ Bakımlılığı?
- Evet. Peki neden?
+ (burada benim yüzümde boş bir ifade belirir, kafamdan türlü sofistike yanıtlar geçmektedir.)
- Çünkü anneler, kızlarına cildine bakmayı küçücük yaştan itibaren öğretir. 13 yaşındaki kızların elinde bile temizleme toniği ve basit de olsa bir nemlendirici vardır. Sen cildine iyi davran, o da sana iyi davransın.

(Bu arada belirtmeliyim, annem 59 yaşında ve cildinde, çene hattındaki hafif hacim kaybı dışında tek bir yaşlanma emaresi bile yok. Ki kendisi meslek itibarıyla son derece stresli ortamlarda çalıştı, uykusuz kaldı vs.)

Peki, uzun vadede genç görünen ve sağlığını muhafaza eden bir cilde sahip olmak için hangi yaşta neler yapmalı?
Dünyanın çeşitli ülkelerinden cilt bakım uzmanlarının ortak görüşlerinden harmanlanan bu yazı, umarım sizin için faydalı olur. Derlemesi bana ait. :)


20'Lİ YAŞLAR 


20'li yaşlarda cilt bakımı, var olanı korumak üzerinedir. Bu dönemde yaşanan cilt sorunları ya ergenlikten kalan akne probleminin uzantısı ya da sürdürülen hızlı yaşam tarzının ve bazı alışkanlıkların (final zamanı sabahlama, aşırı sigara tüketimi, Temmuz ayında Bodrum'da ıstakoza dönme, solaryum gibi) neticesinde ortaya çıkar.

20'li Yaşlar İçin İdeal Cilt Bakımı Rutini

Adım 1 - Cildi kurutmayan ama fazla yağı ve makyaj artığını söken, tercihen köpüren bir temizleme ürünü kullanın. Sabun içerikli ürünler almayın.

Adım 2 - Gündüz için, UVA ve UVB ışınlarına karşı koruma sağlayan bir nemlendirici edinin ve ne olursa olsun bu adımı ASLA ihmal etmeyin.

Adım 3 - 3S faktörü hayatınızda yer ediyorsa, cilde antioksidan desteği sağlayacak bir ürün kullanmalısınız ki bir sabah aynaya bakınca "Kim bu kadın?" demeyin. C vitamini, nar özü ve üzüm çekirdeği ekstresi içerek kremler ve serumlar, antioksidanlar bakımından son derece zengindir. Cildin yaşlanmasına, çizgiler oluşmasına ve pigment değişimlerine yol açan "serbest radikal" sorununu minimuma indirir.

Adım 4 - Geceleri, cildin dinlenme ve kendini yenileme zamanıdır. O yüzden temizlik ve nemlendirme rutinini atlamayın.

Adım 5 - Çok ağır olmamak şartıyla, 20'li yaşlarda göz kremlerine pekala başlanabilir. Cilt bakımı konusunda kadınların aklına takılan en büyük sorulardan biri de budur. "Göz kremine başlamak için erken mi?" Değil. Nemlendirme özelliği yüksek göz çevresi ürünleri, bu yaş grubu için yeterli olacaktır.

ÖZET: Temizleyin, nemlendirin, güneş koruyucu kullanın ve 3S'ten uzak kalmaya bakın!


30'LU YAŞLAR


Güneşe maruz kalma sonucu ortaya çıkan lekeler ve gebelikten / doğum kontrol haplarından kaynaklanan lekeler, bu yaş grubunun azılı düşmanları olarak görülüyor. Yediğiniz her şey, etkisini ertesi gün cildinize ayna gibi yansıtıyor.

30'lu Yaşlar İçin İdeal Cilt Bakımı Rutini

Adım 1 - Cilt temizliği için 20'li yaşlarda kullanılandan biraz daha opsiyonel bir seçim yapın ve kullanımı günde ikiye çıkarın. Papatya, aloe vera gibi bitkisel özlere sahip olan, cildin üzerindeki ölü deriyi hafifçe soyarak kaldıran temizleme ürünleri, daha yerinde olacaktır.

Adım 2 - Göz çevresi bakımını da sabah ve akşam olmak üzere günde iki tura yükseltin. Gündüz kullandığınız göz çevresi kremini güneş koruma faktörü yüksek olanlardan, gece kullandığınız göz çevresi kremini ise nemlendirme özelliği yüksek olanlardan seçin.

Adım 3 - Güneş koruyuculu ürünlere aynen devam. Bu yaşlarda cildin antioksidan ihtiyacı daha da artar. Siz de antioksidan içeriği yüksek ürünlere giderek hem var olanı koruyabilir, hem de 20'li yaşlarda oluşan bazı hasarları geri alma şansını yakalayabilirsiniz. C ve E vitamini içerikli kapsüllerle cildinizi şımartın.

Adım 4 - Retinol (A vitamini), cildin elastikiyetini geri kazanmasını sağlar. Ancak güçlü retinoller, sadece reçeteyle satılır. Yine de piyasada, retinol içeren kremler bulunuyor. Bu kremlerin gece için olanından seçin. Zira retinol, güneşle temas edince etkisini yitiriyor. Bu yüzden en makulü, "uygulamayı gece saatine sarkıtmak" şeklinde tanımlanıyor.

ÖZET: Yaşlanma karşıtı silahlarınızı arttırın ama aynı anda çok fazla ürünü bir arada kullanıp cildinizi yormayın.


40'LI YAŞLAR 


 Östrojen seviyesi düşmeye başladığı için cilt yavaş yavaş kurur ve mimik çizgileri kalıcı hale gelir. Bu durum da kendini en çok dekolte ve boyun bölgesinde gösterir. Gözenekler büyür. Pigmentasyon bozulur. Yaşlılık lekeleri belirmeye başlayabilir.

40'lı Yaşlar İçin İdeal Cilt Bakımı Rutini

Adım 1 - Köpürmeyen ve kurutmayan, ölü derileri soyan bir cilt temizleme ürünü seçin.

Adım 2- Güneş korumasını (SPF) günlük rutininizin olmazsa olmazı haline getirin ki daha ileri hasarlar oluşmasının önüne geçin.

Adım 3 - Retinol ve peptidler, cilt bakımınızın içine çoktan dahil olmuş olmalı. Özellikle peptidler, kolajen üretimini artırır. Bu da elastikiyet konusunda size büyük fayda sağlar. Piyasada her iki maddeyi de içeren serumlar ve kremler bulunuyor.

Adım 4 - Cilt bakım yağlarını, geceleri nemlendiricinizi sürmeden önce uygularsanız, uyku esnasında derinin kendini verimli maddelerle yenilemesi için cildinize fırsat vermiş olursunuz.

ÖZET: Nem, daha fazla nem! Ve ne olursa olsun, cildi daha fazla kurutacak her türlü üründen kaçının.

Minik tüyolar:

- Kreminizi daima dairesel hareketlerle ve yukarı doğru, hafif masaj yaparak sürün.
- Göz çevrenizi, eyeliner sürmek için bile olsa çekiştirmeyin.
- Boynunuzun altına kıstırabileceğiniz ebatta bir lastik top edinin. Bu topu gıdınızın altında tutup sağa sola hareket ettirin. Alışkanlık haline geldiği takdirde bu egzersiz, ilerleyen dönemlerdeki sarkmaları geciktirecektir.
- Kafein ve soğuk, göz altı torbalarının baş düşmanıdır. Neskafeyi buz kalıbında dondurup, göz altlarınıza uygulamayı denediniz mi? Ben denedim, sonuçtan memnunum!


Sizin cilt bakımı rutininiz nasıl işliyor?
Sevgiler!

İllüstrasyonlar: Pinterest

7 Ocak 2014 Salı

''Bugün Başlıyorum'' Programı ile yeni yılda yeni kararlar alın, NESFIT’in internet reklam yüzü olun

NESFIT’in  “Bugün Başlıyorum” Programına katılarak, aldıkları kararı fotoğraflarıyla www.NESFIT.com.tr/bugunbasliyorum adresinden paylaşanlar arasından seçilecek resmin sahibi NESFIT’in internet reklamlarının yıldızı olacak.

“Bugün spora başlıyorum”, “Bugün sağlıklı beslenmeye başlıyorum”, “Bugün yogaya başlıyorum”! Kadınlar hayatları boyunca yüzlerce kez bu tür kararlar alırlar ama çoğu zaman uygulayamazlar.  Nestlé NESFIT Tam Tahıllı Kahvaltılık Gevrekler, kilo vermek, sağlıklı beslenmek ve formunu korumak isteyenlere  yeni yılda çok eğlenceli bir başlangıç öneriyor. NESFIT, tam tahıllı içeriği, vitaminleri ve enfes lezzetinin yanısıra başlattığı Bugün Başlıyorum programı ile yeni yılda yeni kararlar alan kadınları uzun zamandır yapmayı düşündüklerini hayata geçirmeye ve bu arada internette reklam yıldızı olmaya davet ediyor.


1 Ocak – 30 Ocak 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek “Bugün Başlıyorum” kampanyasında, yeni yılda daha da sağlıklı olmak için istediklerini ertelemeyi bırakıp kararlarını uygulamaya başlayanlar internet yıldızı olma şansı da yakalıyor. Aldıkları kararı simgeleyen bir fotoğraflarını  www.NESFIT.com.tr/bugunbasliyorum adresine girip NESFIT ile ve sosyal medya hesaplarında arkadaşlarıyla paylaşabilecekler ve  böylece ne kadar kararlı olduklarını da gösterecekler. Kararları simgeleyen fotoğrafları ya da sitede hali hazırda var olan resimlerden birini seçip kişiselleştirerek gönderenler arasından her Cuma günü yapılacak seçimle kazanan fotoğraf NESFIT’in internet reklamlarında kullanılacak.

Türkiye’nin en çok tercih edilen  kahvaltılık gevrekleri Nestlé NESFIT Tam Tahıllı Kahvaltılık Gevrekler, bu kampanya ile kararlı bir kadının istediklerini gerçekleştirmek için her şeyi yapacak güçte olduğuna inananları destekliyor.

Lezzetli ve besleyici bir kahvaltı seçeneği sunan NESFIT’in Bugün Başlıyorum programına
katılın ve  yeni yılda uzun zamandır yapmayı düşündüklerinizi hayata geçirin. Hem ne kadar kararlı olduğunuzu herkese gösterin, hem de NESFIT’in internet reklam yüzü olma fırsatı yakalayın!

Nestlé NESFIT tam tahıllı kahvaltılık gevreklerle dengeli bir beslenme için:

Sabah kahvaltısında seçeceğiniz bir NESFIT tam tahıllı gevreği yağsız süt ilave ederek tüketmeniz yeterli. Diğer öğünlerde ise, az yağlı yoğurt, sebze yemeği ya da salata, ızgara et, tavuk veya balıktan tercih ettiğiniz birini tam tahıllı ekmek ile tüketebilirsiniz. Böylece 4 temel besin grubunu da dengeli bir şekilde almış ve sağlıklı beslenmiş olursunuz.  Ayrıca mümkün olduğunca egzersiz yapmaya, ara öğünlerde meyve yemeye ve bol bol sıvı tüketmeye özen gösterin.

www.NESFIT.com.tr

Bir boomads advertorial içeriğidir.

4 Ocak 2014 Cumartesi

Agresif Blogger Tutumlu

Bilen bilir, son üç haftamı Instagram'a ve Gratis'e söylenerek geçirdim.
Neden mi?

Instagram'dan başlayalım.
İlk Instagram hesabımın adresi; Tutumlupudriyer şeklindeydi. Zaman geçti, hesabımı paşa paşa kullanırken bir anda saçmalamaya başladı. Yorum gönderemiyorum. Uygulama, ne zaman yorum göndersem, kocaman kırmızı harflerle hata diyor; ardından da yorumumun tehlikeli link içerdiğini söylüyor. Kimseyi takip edemiyorum. Fotoğraf beğenisinde bulunamıyorum. Bütün işlemler saniyeler içinde geri atıyor. Fotoğraf paylaşıyorum, etiketler ortada yok. Profilimi güncelleyemiyorum.

Asabım bozuldu.
Hesabı terkedip Tutumlupudriyerblog adından ikinci bir hesap açtım.
İki gün paşa paşa kullandım gene hesabımı.
Üçüncü gün, yine aynı sorunlar baş gösterdi.
Yılbaşı gecesi düzeldi, ohh süper derken.. Dün gene aynı problem başladı!

Instagram'a üç kere mail gönderdim. Çünkü sorunun telefonumdan ya da Android'in sürümünden kaynaklanmadığını biliyorum.
Hiçbir gelişme yok.
Soğudum.

Gratis'e neden kızgınım?
Yılbaşı indirim haftasını Balm Voyage paletinden uzak geçirdik. Bu zaman zarfında e-postayla, Facebook üzerinden, Twitter üzerinden kaç kez mail atıp, çözüm önerileriyle birlikte uyarıda bulunduğumu hatırlamıyorum.

Eh be kardeşim, sen Gratis'sin ama tek değilsin ki? Bunun Rossman'ı var, Douglas'ı var, Watsons'ı var. The Balm bir tek sen getiriyor olabilirsin ama rakiplerin var! İndirim dönemi önceki ürünlerin ana fiyatlarının zamlanıp sonra indirimlerin bu fiyatlar üzerinden yapılması, farklı mağazalarda fiyatların farklı olması, kimi mağazalardaki çalışanların dünyadan bihaber olması gibi sorunlar; geçtiğimiz zaman zarfından blog yazarları tarafından sıkça konuşulmuştu.

Lojistik yetersizlik ve adam gibi bir açıklama gelmemesi (yani "Şu şu şu sebepten dolayı bir sıkıntı var, çözmeye çalışıyoruz, anlayışınız için teşekkür ederiz" gibi) onun yerine "İlgili birime ilettik" bildiriminin gönderilmesi beni iyice çileden çıkardı.

Sonuçta ne mi olacak?
The Balm satın almam gereken acil bir şey olmadığı takdirde, tercihimi yerel kozmetik ve parfümeri dükkanlarından yana kullanacağım. Essence'ımı da gider Rossman'dan edinirim. Onun dışındaki tüm ürünleri, aynı indirimlerle küçük esnafım da satıyor, biraz da onların cebi para görsün. En azından kurumsallık arkasına sığınıp laf cambazlığı yapmıyorlar.

Velhasıl Tutumlu'nun canı sıkkın.
Gratis'i boşverdim de.. Şu Instagram düzelse iyi olacak!
Yoksa son çare, şahsi hesabımı blog hesabına çevireceğim.
Instagram yorumlarınıza yanıt veremediğim ve beğenilerinize / takiplerinize dönemediğim için özür dilerim.

Sevgiler!

2 Ocak 2014 Perşembe

Maybelline Up In Smoke ve Yılbaşı Makyajı Denemesi

Dün, İstanbul'da yaşayan ve ablam kadar çok sevdiğim Burçin'den şahane bir yeni yıl - doğum günü hediyesi aldım.

Gratis'in lojistik sorunları nedeniyle yaşadığım sıkkınlık ve hayal kırıklığını, Maybelline'in yılbaşına özel olarak, sınırlı sayıda çıkarttığı Up In Smoke paleti fazlasıyla giderdi.

Teşekkürler Burçin! :)

İncelemeye başlayalım mı?




Maybelline, şahane bir iş çıkarmış. Çantada bile taşınabilecek ebatta olan palet, sağlam ve minimalist tasarımlı ambalajıyla "Hey maaşallah!" dedirtiyor.



Up In Smoke, çift katlı bir palet ve ikinci kata üst katın kapakları yanlardan çekilerek ulaşılıyor. İlk katta mat siyah, mat gri, bej ve ışıltılı siyahtan oluşan dörtlü far seti, kendinden ışıltılı, çok uçuk pembe bir allık, tombul siyah göz kalemi ve gene nude pembe tonlarda bir dudak parlatıcısı yer alıyor.

Muhteşem bir aynası olan paletin alt katındaysa, pigmentasyonu son derece doğal ve hoş olan bir aydınlatıcı bulunuyor.

Flaşlı çekim

Flaşsız çekim

Swatch
DEĞERLENDİRME

- Palet, çantada taşımaya çok uygun ve sağlam.
- Farlar yoğun renk veriyor ve uygulama esnasında tozuma yapmıyor.
- Paletin içindeki göz kalemi, piyasadaki muadillerine taş çıkartacak kadar iyi.
- Aydınlatıcıya aşık oldum.
- Dudak parlatıcısının kalıcılığı ortalama seviyede. Zaten benim kadar ruj ve gloss yemeye meraklı birinden de bir dudak ürününü sekiz saat taşıması beklenemez! :)
- Allık hakkında farklı yorumlar okudum. Bir kısım blogger, allığın renk vermesini sağlayana kadar canlarının çıktığını ifade ediyor.

Hanımlar, bu palet yoğun dumanlı göz makyajı için üretilmiş. Böyle paletlerde ve haliyle böyle makyajlarda allık da dudaklar da minimumda tutulur. Şimdi siz, aşağıda göreceğiniz yoğunlukta bir makyajda, The Balm'ın Instain allıkları formatında yoğun olan bir ürünün iyi sonuç vereceğini mi düşünüyorsunuz? Tabii ki yanaklar çok hafif, doğal bir pembe ışıltıda olmalı. Bence Maybelline bu anlamda en doğru renk skalasına gitmiş.


Gelelim sadece bu paleti kullanarak yaptığım örnek makyaja.. Palet yılbaşı paleti olduğu için, makyajı da yılbaşı makyajından sayabiliriz.



Dudaklarda ve yanaklarda yakalanan renk muazzam.
Sonuç olarak bu; dumanlı göz makyajına meraklı ve sık kullanan, bu tip göz makyajının ürünlerini de çantasında tekeş tekeş taşımaktan nefret edenler için asla kaçırılmaması gereken bir palet.

Siz ne düşünüyorsunuz? Sizce piyasadaki hangi "dumanlı" palet, bu paletle yarışır?

Sevgiler!


blogger template by lovebird