31 Ağustos 2013 Cumartesi

Cilt Bakımı Rutinim

Dünyanın en kaliteli makyaj malzemelerini de kullansanız, "ham madde" iyi durumda değilse, dilediğiniz sonucu asla elde edemezsiniz.

Konunun üç ayağı var: Beslenme rutinleri, kullanılan makyaj malzemelerinin saklama koşulları ve tabii ki cilt bakımı.


Sağlıklı cilt, saç ve tırnaklar için tüketilmesi gereken kilit besinlerden ve makyaj malzemelerinin hijyenik ortamlarda saklanması için uygulanabilecek pratik çözümlerden, ilerleyen günlerde bahsedeceğim.

Ancak bugünkü konumuz, cilt bakımı rutinlerimiz.

Bütün gün full makyaj gezdiniz, akşam eve geldiniz, banyoda ayna karşısındasınız.
Hangi adımları uygulamalısınız?
Ya da inanılmaz yorgunsunuz, ince ince uğraşmaya mecaliniz yok. Hangi adımların bir gecelik olsun atlanması "bağışlanabilir"?
"Bağışlamak" fiilini özellikle kullanıyorum çünkü cilt öyle bir aynadır ki, siz ona ne verirseniz aynen geri yansıtır.


Farklı farklı markaların, bize dilediğimiz çözümleri sunacak bir sürü alternatifi var. Benim günlük cilt bakımında tercih ettiğim ürünler ise yukarıdaki gibi.


Adım 1- CİLT MAKYAJINI TEMİZLEME

Amaç, cildi her türlü makyaj kalıntısından arındırmak. Yüzde makyaj kalması, gözeneklerin tıkanmasına yol açar. Cildiniz yeterince oksijen alamaz, bir süre sonra siyah noktalar, beyaz noktalar ve akne baş gösterir. Ben, tercihimi Bebak'ın makyaj temizlemek için özel olarak üretilen Acı Badem Sütü'nden yana kullanıyorum. Ürün, en ağır makyajı bile iki pamuk ile çıkarabilecek kapasiteye sahip ve benim alerjiye pek yatkın olan tenimde herhangi bir reaksiyon yaratmıyor. Bu ürünün kokusunu da çok seviyorum, bana çocukluğumu anımsatıyor. Rahmetli babaannemim cilt bakımının olmazsa olmazı Bebak'tı.

Cilt makyajını temizlerken illa süt kullanacaksınız diye bir kural yok. Makyaj temizleme ürünleri, çok çeşitli formlarda geliyor. Jeller, solüsyonlar.. Tabir-i caizse, hangisi "işinize geliyorsa" onu kullanın. Önemli olan elinizin rahat etmesi ve ürünün sizi uğraştırmaması.


Adım 2- GÖZ MAKYAJINI TEMİZLEME

Bunu ayrı bir kategoriye ayırdım. Çünkü kimi makyaj temizleme ürünleri, bazı göz çevresi ciltleri için ağır kaçabiliyor. Tavsiyem, yüzünüz için ayrı, göz çevreniz için ayrı bir temizleme ürünü kullanmanız. Ben, Avon'un "Conditioning Eye Makeup Remover" losyonunu kullanıyorum. Bu losyonu özellikle satın almadın, Avon siparişlerimden birinin yanında hediye olarak geldi, çok da iyi oldu. Kıvamı biraz sıvı olduğu için kullanım esnasında göze kaçırmamaya özellikle dikkat etmek gerekiyor. Ancak sonuç tatmin edici.

Yorgunsanız ve uğraşamayacaksanız, göz makyajını temizlemek için üretilen özel mendillerden yararlanabilirsiniz. Ancak uygulama esnasında göz derinize karşı olabildiğince nazik davranın. Vücutta, derinin en ince olduğu noktalardan birinden bahsediyoruz!

Yüz ve göz makyajımı temizledikten sonra, yüzümü yıkıyorum.
Çünkü sonraki aşamalar için cildimde kalıntı taşımak istemiyorum.


Adım 3 - TONİK

Tonikler gözenekleri sıkılaştırır, cildi ferahlatır ve bir sonrası aşama olan "nemlendirici" için baz hazırlar. Ben tonik kullanmıyorum. Çünkü cildimin ihtiyacını yeterince karşılamadığını düşünüyorum.

Favori ürünüm; Neutrogena'nın Pembe Greyfurt serisinden günlük peelingi.
Bu peelingi, hafif nemli olan cildime, dairesel hareketlerle masaj yaparak uyguluyorum. Kokusu ferahlatıyor ve içindeki o mikrogranüllerin kan dolaşımımı hızlandırdığını hissediyorum. Yapısı hafifi olduğu için tahrişe de neden olmuyor.

Daha önceleri Garnier'in üçlü etkiye sahip olan benzer bir ürününü kullanmıştım.
Ancak Garnier, uygulama sonrasında cildimde hafif bir kuruma yapıyordu.

Neutrogena ile böyle bir sorun yaşamadım.


Adım 4 - NEMLENDİRİCİ

Farklı yaş gruplarının ve cilt tiplerinin, farklı ihtiyaçları vardır.

Ben henüz 25 yaşındayım. Genetik göz altı torbalarım dışında, majör bir cilt problemim yok. İnce çizgi tedavisini gerektirecek ürünler kullanma zamanım ya dam gece kremi gündüz kremi ayrımına gitme çağım ise henüz gelmedi.

Dolayısıyla olabildiğince hafif bir ürün olan, Avon Solutions nemlendirici jelini kullanıyorum.
Bu noktada şunun da altını çizmeliyim, mutlaka ama mutlaka cildinizin ihtiyaç duyduğu nitelikte ürünü kullanın. "Tedbir olsun, ben şimdiden şunu da kullanayım" demeyin. Cilt, verilene hemen alışır. Yaşınız daha ilerlediğinde, yüzünüze yetenek ürün bulamama sıkıntısıyla karşılaşabilirsiniz, benden söylemesi.

Avon Solutions nemlendirici jeli, adı üzerinde jel formunda. Sürdüğüm zaman yapış yapış, garip bir his veriyor ve hemen elimi yıkamak ihtiyacı hissediyorum. Ama emilim süreci başladığında, o his ortadan kalkıyor. Sabah kalktığımda ise yumuşacık, resmen kadife gibi bir tenle karşılaşıyorum.


Adım 5 - GÖZ ÇEVRESİ KREMİ

Kendimi unuturum, bunu unutmam!
Yukarıda da bahsetmiştim, gözlerimin altında ırsî göz altı torbalanmaları başladı. Haliyle, göz çevreme daha fazla özen gösterir hale geldim. Şu anda, iki gün önce aldığım "Pure Beauty Pomegranate Antioxidant" göz çevresi jelini kullanıyorum. Ürünle ilgili çok iyi yorumlar okumuştum, ancak benim bir yorum getirebilmem için henüz çok erken. Ddolayısıyla bu kremin bendeki torbalanmayı azaltıp azaltmayacağını ilerleyen günlerde hep birlikte göreceğiz. Paraben, lanolin ve alkol içermeyen, kan dolaşımını hızlandırdığı iddia edilen bu jel, bakalım bende nasıl bir etki yaratacak? Şimdilik, göz altlarıma sağladığı ferahlatıcı etki ve yumuşatma etkisi, iyi bir yolda olduğumuzu gösteriyor ama kim bilir? Bir ay sonra konuşalım!


Adım 6 - DUDAK BAKIMI

Bu kadar krem sürdükten sonra dudakları unutmak olmaz.
Tüm bakım işlemlerimi tamamladıkan sonra, yoğun formüllü bir dudak balmı sürüyorum. Herhangi bir marka söyleyemeyeceğim çünkü o akşam elimin altına kolayda ne geçerse onu uyguluyorum.


Sizin cilt bakımı rutininiz nasıl?
Bahsettiğim ürünleri kullanmışlığınız var mı?
Faydasını ya da zararını gördünüz mü?

29 Ağustos 2013 Perşembe

Hangi Göz Rengine Hangi Renk Far?

Çoğumuz günlük hayatta ya nude göz farları kullanıyoruz, ya dumanlı makyaja yöneliyoruz ya da hiç far kullanmayıp, baz + eyeliner + maskara uygulayıp çıkıyoruz.
Haydi tamam, hepsini eledik diyelim, ama kesinkes maskara kullanıyoruz, değil mi? :)

Ama öyle zaman geliyor ki, insan o cıvıl cıvıl renkli farları, far paletlerini görünce duramıyor. Almak istiyor, kullanmak istiyor. Kendinde bir değişiklik yapmak, minik dokunuşlarla fark yaratmak istiyor. "Bir kere de farklı bir renk kullanayım, çekmecemde on tane kahverengi far var yahu" diyor.
İşte o an, stand önünde çakılıp kalınan an: "Bu renk bana olur mu ki?"

Bu noktada ben devreye giriyorum ve sizi, hazırladığım dev göz farı dosyasıyla başbaşa bırakıyorum!


Yukarıda, evrensel renk çarkını görüyorsunuz.
Kural basit.
Zıt taraflarda yer alan renkler, bir araya geldiğinde birbirini "ortaya çıkarır". Yani mavi turuncuyu, mor sarıyı gibi. Tabii gözünüz maviyse gidip turuncu far sürün demiyorum. Ama turuncu alt tonlu farların göz renginizi daha belirgin kılacağı açık! Kategorilere ayırıp örneklendirecek olursak;

MAVİ GÖZLER

Gün içinde şeftali rengi, inci pembesi, bebek pembesi ve deniz kabuğu pembesi renkleri, mükemmel bir görünüm sağlar.
Daha seksi ve vurucu makyajlar içinse sarımsı kahve, gri, siyah ve kömür karalarını tercih edebilirsiniz. Seçeceğiniz siyah konusunda dikkatli olmanız gerekiyor. Çünkü siyah deyip geçmemeli, onun da tonları var. Doğru tonu seçmemek; seksi olmak yerine akşamdan kalmış gibi görünmenize neden olabilir.

Bu arada.. "Mavi göze mavi far olmaz, aman uzak durun!" mitini yıllardır ve yıllardır duyuyoruz.
İki kelime: Büyük yalan!
Önemli olan, gözünüzün mavisiyle uyum sağlayan bir maviyi yakalamak ve bu maviyi, gri, gümüş rengi gibi uygun renklerle kombinleyebilmek.

Detaylara inelim!

- Turuncu alt tonlu göz farı renkleri: Bakır, şeftali, mercan, bronz, pas rengi.
- Kullanılabilecek soğuk alt tonlu göz farı renkleri: Soluk maviden orta skalaya kadar olan tüm maviler, uçuk pembeler, menekşe rengi, mor, koyu mavi.
- Gözünün içinde minik kahverengi ya da minik sarı ışıltılar bulunan kadınlar, koyu camgöbeğine bakan maviler kullanarak çok daha fresh bir görünüm elde edebilir. Kullanımı abartmayın yeter.
- Doğal renk farlar: Beyaz, gri, haki, çikolata kahvesi, deve tüyü rengi.
- Grimsi mavi gözler için far renkleri:  Sıcak ya da soğuk alt tonlu hiç fark etmez, hemen hemen her renk!
- Yeşilimsi mavi gözler için farlar: Kızılımsı kahveler, morun her tonu, sıcak pembe ve mercanlar, şarap rengi, haki.


KAHVERENGİ GÖZLER

Lila, patlıcan moru, plum diye tabir ettiğimiz mürdüm eriği renkleri ve orman yeşilleri, kahverengi gözleri vurgular. Ayrıca, mavinin çok çeşitli tonlarını kullanabilmek gibi bir avantajınız da var! Dikkat etmeniz gereken şey, kahverengi göz farı sürmek istediğinizde ne yapmanız gerektiği..

Kahverengi göze kahverengi far sürecekseniz, daima gözünüzden açık tonlarda kahveler seçin. Bu sayede bakışlarda derinlik elde edersiniz.


YEŞİL GÖZLER

Yeşil, renk çarkında kırmızının karşısında yer alıyor. Bu nedenle kırmızı alt tonlu pembeleri rahatlıkla kullanabilirsiniz. Tatlı kahveler ve morun, lila gibi çeşitli tonları da şahane bir görüntü elde etmenize yardımcı olur.

Yine detaylar, yine detaylar!

- Açık renk saçlı ve açık tenliyseniz (kızıl saç yeşil göz gibi) açık mor, petrol yeşili, şeftali, boz kahveler.
- Orta renk tenli kumrallar ve kızıllar için; doğal kahveler, orta koyulukta morlar, altın ve bakır tonları içerek renkler.


ELA GÖZLER

İşte en şanslı kesim! Çünkü renk çarkında yer alan alternatiflerden hem kahveler hem de yeşiller için uygun olan seçenekleri gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Deneysel olun!
Yalnız mavileri kullanırken dikkat edin, bol bulamaç sürmeyin.

Siz en çok hangi renk farları tercih ediyorsunuz?
Bu yazıdan sonra "Aslında bunu da deneyebilirmişim!" dediğiniz bir renk var mı?

28 Ağustos 2013 Çarşamba

BuyCosmo Alışverişim

İnternetten kozmetik alışverişi yapmaktan pek hoşlanmam. Bana göre insan, ürünleri tek tek denemeli, koklamalı, incelemeli. Ancak öyle zaman oluyor ki, aradığınız ürünü, yaşadığınız yerde bulmak gibi bir şansınız olmuyor.

Benim kurtarıcım, yüksek çalışma etiği, hızı ve ödeme alternatiflerinin çeşitliliği ile BuyCosmo oldu.

Hepimizin sevgilisi olan Essence, Floral Grunge serisini çıkardığında, burada muazzam bir Gratis yağmalanması oldu. Ben de sadece dörtlü "Eye Like Grunge" göz farını alabildim. Aynı şanssızlık, Me and My Ice Cream serisinde de peşimi bırakmadı. O ara şehirler arası seyahat modundaydım ve tüm bloglarla öve öve bitirilemeyen Ice Bomb allığından edinemedim.

Bu noktada, "İyi ki varsın BuyCosmo!" diyorum.

Pazartesi gecesi siparişimi hazırlayıp yolladım.
Salı günü öğlen saatlerinde firmadan, "İletişim Eksikliği" maili aldım.
Şaşırdım, nerede hata yapmıştım ki?
Sonra, siteye Facebook hesabımı kullanarak üye olduğumu ve cep telefonu bilgimi eklemeyi tamamen unuttuğumu fark ettim. Müşteri hizmetlerini aradım, cep telefonu numaramı verdim ve bir buçuk dakika bile geçmeden, "Sipariş Onaylandı. Ürünleriniz Hazırlanıyor" maili hesabıma düştü.

Akşam saatlerinde ise siparişimin kargoya teslim edildiği bilgisi, yine mailime gönderildi.

Bu uygulamayı çok sevdiğimi belirtmeliyim. "Kargom ne oldu, gitti mi geldi mi uçtu mu kondu mu?" gerilimi yaşamıyorsunuz.

Aras Kargo'nun taşıdığı siparişim, bugün öğleden sonra elime geçti. Yani neredeyse 24 saat içinde her şey tamamdı!
Denemek için, kapıda ödeme seçeneğini işaretlemiştim.
O konuda da hiçbir sıkıntı yaşamadım. İrsaliyeli faturam da hemen teslim edildi, imzam alındı.


Kutuyu açar açmaz beni bir gülme aldı. Çünkü tüm ürünler, zarar görmemeleri için, şu baloncuklu naylonlara, KUNDAK GİBİ  sarılmıştı.Sağlam çözüm! :)


Tabii bu kundağı öyle haşırt diye açmak olmazdı. Bu sefer halının içinden yuvarlanan Kleopatra misali, baloncuklu kağıdı yerde açtım ve her bir ürünün teker teker özel poşetlere alınıp 
sarıldığını gördüm. 
Bu şeffaf poşetler, ürünün doğru olup olmadığını, paket daha açılmadan anlayabilmenizi sağlıyor. Diyelim ki bir hata oldu ve size sipariş etmediğiniz bir ürün geldi. Torbasını hiç açmadan iade işleminde bulunabiliyorsunuz. 


Sağ salim gelen Essence ürünlerim :)



Arka planda gördüğünüz desenli çantamsı nesne ise, yine bu sabah elime ulaşan bir başka kargonun nimeti. Bir arkadaşım sağolsun beni düşünmüş ve Avon'un geyşa formundaki pratik fırça taşıma dosyalarından hediye etmiş. İçinde ruj fırçası, minik bir allık fırçası ve de süngerli far aplikatörü var. Dosyanın içini, kendi fırçalarımdan en çok kullandıklarını koyacak şekilde düzenleyeceğim.


Özetle, bugün benim için verimli bir gün oldu. Online alışveriş yapacaksanız ve güvenebileceğiniz bir firma arıyorsanız, BuyCosmo'yu tavsiye ederim. 
Benim gibi pimpirikli bir insanı bile memnun etmeyi başardılar.

Sizin online alışverişte tercih ettiğiniz firmalar var mı?

27 Ağustos 2013 Salı

Yeni Favorim: Pastel Kisses Lip Balm

Bu hafta her yerde gördüğümüz ikinci önemli ürün: Pastel'in Kisses Lip Balm'u.


Yaz kış en büyük cilt sorunum, dudaklarımın sürekli olarak çatlaması. Bu nedenle küçücük yaşımdan beri her çeşit dudak bakım ürününe karşı büyük bir zaafım var. Peki bana bu ürünü aldıran ne oldu? Tabii ki fırçalı oluşu.

Bugüne kadar Pastel'in düşük performanslı bir ürün çıkardığını görmedim. Kisses Lip Balm da beni yanıltmadı.

Dört çeşidi olan ürünün içinde, hepimizin olmazsa olmazlarından biri haline gelen Shea Butter'ın yanı sıra; E vitamini ve provitamin A bulunuyor. 



Nedir bunlar diyecek olursanız:

Shea Butter: Afrika’da yetişen karite ağacının cevizlerinden elde edilen, uçuk sarı bir yağ. Doğal nemlendirici olmasıyla biliniyor.

E Vitamini: Saç, tırnak ve deri sağlığı için büyük önem taşıyor.
Provitamin A: Nam-ı diğer beta karoten. Yaşlanmayı geciktirip cildi güzelleştiriyor. Ayrıca güneşin zararlı etkilerinden koruyor.

E şimdi böyle bir lip balm alınmaz mı?



Ben nar özlü olanı tercih ettim. Alternatifler arasında nane, şeftali & papaya ve orman meyveleri & vanilya da var.

Ambalaj şık ve pratik. 
Matruşka misali üçe ayrılıyor. 
Fırça kısmını çekerek, kapak kısmını ise çevirerek açıyorsunuz.


Fırçanın yapısı yumuşak ve güzel, sürerken ve yuvasına takıp çıkarırken sağa sola ayrılmıyor.


Ürünün sürümü kolay, fırçaya hemen geliyor ama vıcık vıcık da olmuyor.


En güzel yanı da dudaklara hafif bir renk vermesi.
Üstelik nefis kokuyor.


Ben ürünün etkisini hemen hissettim. Dudaklarımdan silinip gittiğinde bile geride yumuşacık bir his bıraktı. Sonuç: Kesinlikle tavsiye ediyorum. Üstelik fiyatı da uygun: 9.90!

Siz Pastel'in bu yeni harikasını denediniz mi?

26 Ağustos 2013 Pazartesi

CC Krem, BB Kremlerin Tahtını Sallayacak!

Hafta sonunu fırsat bildim ve soluğu büyüüüüük bir AVM'nin büyüüüük Flormar standlarından birinde aldım.

Sebebi açık!
Son bir haftadır hemen her yerde gördüğümüz CC kremler.

2013 yılını BB krem furyasıyla geçirdik, çoğumuz fondötenlerimizi bir kenara attık ve özellikle yaz sıcağında bu ürünlere yöneldik. Hafif yapısına, kolay sürümüne, cilt dostu özelliklerine ve güneşten korumasına bayıldık!

Yeni makyaj + cilt bakımı trendimiz ise CC kremler oldu.

Türkiye'nin makyaj devlerinden Flormar, bu nimeti piyasaya sürünce, gidip bakmamak, denememek olmazdı, değil mi?

CC, İngilizce'deki "Color Correcting" kavramının kısaltılmış hali. Türkçe'de "renk düzgünleştirici" anlamına geliyor. CC kremlerin en büyük özelliği, BB kremlerle kıyaslandığında çok daha hafif bir yapıda olması ve cilt tonunu eşitlemesi. Kapatıcılık özelliği ise çok daha yüksek.

Gelelim Flormar'ın son derece bilgili ve kibar satış danışmanlarından edindiğim bilgilere! Başları son derece kalabalık olduğu için sadece iki soru sorabildim ama gayet tatmin edici cevaplar aldım.


CC krem nedir?

CC kremler, mikrokapsül teknolojisi içerir. Bu sayede BB kremlerden çok daha üstün bir kapatıcılık ve renk eşitleme sağlar, cilt kusurlarının görünümünü azaltır.

Burada dört ayrı renk seçeneği var. Hangisi ne işe yarıyor?

Lila; cildin daha canlı gözükmesini sağlıyor, sarımtırak rengi düzenliyor ve hafif bir ışıltı veriyor.
Yeşil; sivilce gibi cilt kusurlarını örtüyor ve yine renk dengelenmesine yardımcı oluyor.
Pembe; ciltteki mor ve yeşilimsi bölgeleri kapatıp dengeliyor, göz altı morluğundan şikayetçi müşterilerimize bunu öneriyoruz.
Bej ise yüksek kapatıcılık sağlıyor. Problemli cilde sahip olanların tercih etmesi gereken ürün bu.


Gelelim benim yorumuma.

Öncelikle şunu belirteyim, henüz ürün satın almadım. Cildim son derece hassas olduğu için, kısa bir deneme sürüşü yapmak istedim. Sonradan pişman olmaktan iyidir!
Fotoğraf konusunda da şimdilik yardımcı olamayacağım çünkü standa gittiğimde elim kolum epey doluydu ve daha önce de dediğim gibi, başları epey kalabalıktı!
Ancak satın alır almaz "öncesi-sonrası" çekimlerini sizlerle paylaşacağım.

Doğru duydunuz, bu ürünü almaya KESİNLİKLE karar verdim!

Tester uygulamalarından elde ettiğim sonuçlara gelecek olursak.. Çillerimi sevdiğim için bej, sivilcem olmadığı için de yeşil alternatiflere bakmadım. Denemelerimi lila ve pembe ürünleri kullanarak yaptım.

Aşırı kusurlu bir cilde sahip olmadığım için, bana lila önerildi.
Tüpten gerçekten de lila renkli, hafif ve hoş kıvamlı bir madde çıkıyor. Rahatsız edici bir kokusu da yok.
İnsan "Acaba moraracak mıyım?" diye düşünmeden edemiyor! :)
Ama ürün cildinize hemen yayılıyor ve gerçekten de etkisi fark ediliyor.
Fresh bir his yarattığını da belirteyim.

Yanımdaki hararetli müşteri konuşmalarından edindiğim bir iddiayı aktarayım:
"Benim arkadaşa gelmiş bu ürün geçenlerde denemesi için, yeşil olanı yani. Yahu kızın dünya kadar aknesi var, kurumaya başladılar! Çok memnun, çok memnun!"

Söyleyenlerin yalancısıyım! :)

Ama beni en şaşırtan, pembe tüplü şaheser oldu.
Neden diyecek olursanız, genetik olarak hemen kararıveren göz altlarına sahibim.
Bir saat az mı uyudum?
Hoop, mosmor.
Bir şeye mi üzüldüm?
Hoop, mosmor.

Hal böyle olunca, mucize beklemediğim halde, mor bölgeleri dengelediği söylenen kremi göz altlarıma denedim. Sonra fazla oyalanmadan mekândan ayrıldım.

Malum, poşetler!!

Eve geldim, aynaya baktım ki, o da ne?
E benim göz altlarım çok çok daha iyi gözüküyor?
Ne iş?
Aaa.. CC krem sürmüştüüüümm.. Doğruu!!!


Siz Flormar'ın CC kremlerini denediniz mi?
Aldınız mı ya da almayı düşünüyor musunuz?


25 Ağustos 2013 Pazar

Günlük Hayata Uygun Pin Up Makyaj

Yeniden merhaba!

Bugün pin up stili makyaj nasıl yapılır ve günlük kullanıma nasıl uyarlanır ona bir bakalım istedim.

Önce, kavramın kökenine göz atalım.

İngiliz diline 1941 yılında giren "pin up" sözcüğünün kökeni, özünde 1890'lara dayanıyor. Türkçe'deki karşılığı ise "raptiyelemek".
Dönemin vintage güzelliğine, kadınsı kıvrımlarına ve cazibesine sahip olan modellerin, dergilerde ve gazetelerde boy boy pozları yayınlanıyor. Bu pozlar; kanlı canlı modellerin fotoğrafları olabileceği gibi, yine modellerden ilham alınarak illüstrasyonları yapılmış kartpostal kadınları olarak da karşımıza çıkabiliyor. E kim duvarını güzel şeyler süslesin istemez ki? Haliyle, bu fotoğrafların kesilip duvarlara, dolaplara raptiyeyle tutturulması "pin up", bu trende konu olan modeller ise "pin up kızı" adını alıyor. 



Pin up makyajının merkezinde koyu renk dudaklar ve keskin hatlı, kuyruklu eyeliner çekilmiş gözler yer almaktadır. Böylece seksi, cesur ve aynı zamanda da "ayna karşısında saatlerini harcamamış ama baksana şahane gözüküyor!" duruşu elde edilir. 

Tabii her gün her an her dakika kıpkırmızı rujla gezilemeyeceği için, klasik pin up makyajını revize edip, günlük kullanıma daha uygun olacak şekilde yorumladım.


Bu makyajı gece dışarı çıkarken taşımak istiyorsanız, daha koyu kırmızı ya da canlı pembe rujlardan ve takma kirpiklerden yararlanmanızı öneririm. Pin up makyaj, çok düzgün biçimlendirilmiş saç kullanma gereğini beraberinde getirir. Aksi takdirde istediğiniz görünümü elde edemezsiniz. En basiti iri bukleler halinde maşalamak. "Yok ben uğraşırım, daha sofistike modeller de denemek isterim" derseniz, şu videoyu bir izleyin.
Altı farklı model, hepsinin yapımı son derece kolay ve saç spreyiyle tel tokadan başka bir malzeme de gerektirmiyor.

Siz bu kombinasyonu tamamlamak için ne renk ruj seçerdiniz?
Hazırlamamı istediğiniz bir makyaj stili öneriniz var mı?
Keyifli saçlar, keyifli makyajlar!

23 Ağustos 2013 Cuma

Mim - Gökkuşağı

For Beauty tarafından mimlendim!
İlk mimim olduğu için de inanılmaz heyecanlandım ve hemen kolları sıvadım!

İşte sizin için seçtiğim ürünler:

KIRMIZI 

Balm ve Ruj - Oriflame
Göz Kalemi - Avon
Oje - China Glaze

TURUNCU

Güneş Kremi - Nivea
Çanta Boyu Kolonya - Rebul Lavanta
Cilt Bakımı - Avon Solutions
Parfüm - The Library Of Fragnance - Honeysuckle

SARI

Makyaj Paleti - The Balm - Balm Jovi
Oje - Rimmel London
Parfüm - The Library Of Fragnance - Vanilla Cake Butter
El Kremi - Grace Cole England

YEŞİL

El ve Ayak Kremi - Oriflame
Nemlendirici - Bebak
Lens Solüsyonu - Opti-Free

MAVİ

Bakım Kremi - Neutrogena
Rimel - Avon
Oje - Sally Hansen
Baykuş Balm - Gratis

MOR

Eyeliner - H&M
Rimel - Rimmel London
Oje - Golden Rose
Parfüm - Avon Viva
Parfüm ve Krem - Lolita Lempicka

PEMBE

Aydınlatıcı Toplar - Essence
Ruj - Sevilla
Ojeler - Rimmel London ve NYC
Makyaj Çantası - Clinique
Parfüm - Jean Paul Gaultier - Madame


Bana bu eğlenceli fotoğraf çekimi şansını sunduğu için For Beauty'e teşekkür ederim!
Peki ben kimi mimliyorum?
Bakındım bakındım, gördüm ki herkes bu mimden nasibini almış.

O yüzdennnn..
Sıradaki sensin!

22 Ağustos 2013 Perşembe

Bir Enteresan Rimel Deneyimi : Alix Avien DNA Mascara

Halihazırda kullandığım dört adet rimelim var.
Ama günlük makyajımın olmazsa olmazını Rimmel'in Sexy Curves'ü ve Clinique'in High Impact maskarası oluşturuyor.

Bu aralar hangi Watsons'a ayak bastıysam, ellerinde Sexy Curves kalmadığını gördüm. Bu nedenle yeni, makul fiyatlı ve insanda "huaaaaaaa" etkisi yaratan bir maskara edinmeye karar verdim. 

Maybelline'in rimelleriyle oldukça seviyeli bir ilişki yaşıyorum. Ama maceracı blogger ruhu bu ya, değişik bir şey alayım, kullanayım, yazayım ve paylaşayım dedim.

Günün kazananı, Alix Avien'in DNA Mascara'sı oldu.

Eminim bu ürün hakkında sayısız blog yazısı hazırlanmıştır. Ne de olsa Amerika'yı baştan keşfetmiyoruz. Ama gelin bu rimeli bir de benim gibi kirpik yoksunu bir insandan dinleyin! 

Alix Avien DNA Mascara, badem yağı içeriyor. Eh, badem yağının da kirpikleri beslediği su götürmez bir gerçek. Tabii bu maskaranın uzun vadeli kullanımının ardından kirpiğin hacmine ve uzunluğuna nasıl bir etkisi olur.. O konuda şimdilik bir yorum yapamıyorum, zira alalı iki gün oldu! Ama siz denediyseniz ve kirpiklerinizde bir fark hissettiyseniz, paylaşın lütfen!


Ambalaj basit, ergonomik ve makyaj çantanızı açtığınızda hemen gözünüze çarpacak cinsten. 


Rimelin fırça yapısı ise DNA sarmalı şeklinde tasarlanmış. Bu özelliğin çok hoşuma gittiğini özellikle belirtmeliyim. Çünkü uygulama esnasında fırçanın kirpiğinizi yakaladığını tam anlamıyla hissediyorsunuz.

Rimelin kıvamı genel olarak iyi; yani ne çok katı, ne çok likit.

Gelelim sürümüne..
İşte, benim rimelsiz, solgun, neredeyse şeffaf kirpiklerim!


Bu rimeli tek kat uygulamak, doğal ve kıvrımlı bir görünüm kazandırıyor.
İki kat mı?
Ormanlık bir alan bulup ağaçların arasında koşarak NEJAAAAAT, NEJATTTTT diye bağırmak isteyebilirsiniz. 
Çünkü ortaya çıkan etki, bildiğiniz Yeşilçam etkisi.
Yani en azından benim için öyle.
Neden derseniz, sebebi yukarıda: Bende kirpik filan yok!
Bu maskara kirpiği olan insanda nasıl durur, varın orasını siz düşünün.

Alix Avien DNA uygulanmış kirpikler

Kıyaslama yapmak için, diğer gözüme de yine iki kat olacak şekilde, 
Clinique'in High Impact maskarasını uyguladım. 
Onun görseli de aşağıda.

Clinique High Impact uygulanmış kirpikler

Sonuç
Alix Avien DNA Mascara, kirpiklerimde, Clinique'in kalitesi tartışmasız olan High Impact maskarası kadar iyi bir etki bıraktı.
Kirpiklerim yapışmadı, topaklanmadı.

Öte yandan ürün, gözümdeki etkisini saatlerce ve saatlerce yitirmedi. 
Hem de makyajlı olduğumu unutup gözümü ovaladığım halde! Çıkartması ise bir o kadar kolay oldu, ağlamış panda yavrularına dönmedim.

Siz bu ürünü daha önce denediniz mi?
İddia edildiği gibi kirpikleri besleyip uzatıyor mu?

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Eyeliner Çekmek İçin Üç Farklı Yöntem!

 

Eyeliner.
Vurgulu bir göz makyajının olmazsa olmazı, pek çok kadının da başının "kuyruklu" belası.
Oysa ki eyeliner çekmek, öyle korkulacak bir şey değil.
Hele ki piyasada işimizi kolaylaştıracak onca ürün varken!

Pek çoğumuz, eyeliner olarak sadece likit ürünleri biliriz. 
Hani şu ince uzun fırçalı, daha tüpünü açar açmaz gözümüzü korkutan şu likit eyelinerlar! 

Panik yok, panik yok!
Alternatiflere bir göz atalım mı? 

Görseldeki marka seçimlerini dikkate almayın lütfen. 
Amacım marka tavsiyesinde bulunmak ya da reklam yapmak değil, ürünlerin ana özelliklerini en düzgün ve en net şekilde gösterecek fotoğrafları seçmekti :)

Likit eyeliner
 Eyeliner çekmeye yeni başlayanlar için kimi zaman işi kolaylaştıran, kimi zaman  da göz kapağını komple batıran bir malzeme. Kedi gibi gözlere sahip olmak istiyorsanız ama eliniz titrer diye düşünüyorsanız, kullanmak zorunda değilsiniz. Dahası var!

Dipliner
Likit eyeliner ile hemen hemen aynı üründür, tek majör farkı fırça ucudur. Diplinerlarda fırça ucu keçeli kalemi andırır, tutuş mesafesi daha kısa olduğu için kirpik dibinize uygularken manevralarınızı daha kolay yaparsınız.

Kalem eyeliner
Göz kapağınıza kalem çekebiliyorsanız, bu ürünü de rahatlıkla kullanabilirsiniz demektir. Doğan görünümlü Şahin gibi, kalem görünümlü dipliner! 

Jel eyeliner
Bir adet eyeliner fırçası ediniyor, ürüne batırıyor, sonra da eyelinerınızı çekiyorsunuz. Bu kadar kolay. Fırçada ne kadar malzeme olacağını kendiniz belirlediğiniz için, işiniz basitleşiyor.

Bir ihtimal daha var..
O da siyah göz farlarını kullanmak!
Ben bu sistemi sık sık kullanıyorum. Daha önceki dumanlı doğal göz makyajı uygulamamda bir örneğini göstermiştim. Eyeliner fırçamı ıslatıyorum (piyasada bu iş için özel ürünler var, alsanız da olur almasanız da. Musluk benim işimi görüyor, kalıcı da oluyor) siyah farıma batırıyorum, sonra çizgimi dilediğim kalınlıkta ve uzunlukta çekiyorum. 
Tabii her siyah siyah mıdır, tartışılır.
Kimi siyah az renk verir, kimi tam kömür karası olur. Sahip olduğunuz siyah farlardan birini eyeliner olarak kullanacaksanız, kolunuzda swatchlama yapın ve en yoğun renk vereni seçin.


YÖNTEM - 1 
MİNİK NOKTALAR


Hangi malzemeyi kullanırsanız kullanın, SAKIN GÖZ PINARINIZDAN BAŞLAMAYIN!
Eyeliner çekme konusunda el alışkanlığınız yoksa, bu yapabileceğiniz en büyük hatadır!
Fırçanızdaki malzeme miktarını kontrol etmekte sıkıntı yaşarsınız.
İşe daima ortadan başlayın, sonra sağa sola, içe dışa devam edin.

1- Ben bu uygulamada dipliner kullandım. 
Amaç: Kusursuz kirpik hattını çizebilmek.
Ortadan başladım ve kirpik hattım boyunca minik noktalar oluşturdum.

2- Noktaları birleştirdim. Ortaya yamuk bir görüntü çıkabilir, bu son derece normaldir. Havada kalan, boş kalan bölgeleri yavaş hareketlerle doldurun. 3. fotoğraftaki sonucu elde edeceksiniz.
Son olarak, minik bir kuyruk çekin.

Kuyruğu nasıl çekeceksiniz?
Alt kirpiklerinizin bulunduğu hat, üst kirpiklerinize doğru devam ediyormuş gibi düşünün ve o noktayı ince bir şekilde işaretleyin. 

Pinterest menşeili bir görselle örnekleyecek olursak:

YÖNTEM - 2
BEYAZ KALEM

Bu uygulamada da likit eyeliner kullandım.
Amaç: Mükemmel ve simetrik kuyruklar yapabilmek.

Göz kenarına kredi kartı koymayı sevmiyorum. 
Ben makyaj yaparken iki elimi de kullanabilmek isterim.
Yüze seloteyp yapıştırmaktan nefret ediyorum. Çünkü yüz makyajını göz makyajından önce yapmak gibi bir alışkanlığa sahibim. 
Dolayısıyla en temiz, en masrafsız ve en fazla hareket özgürlüğü sağlayan yöntem bu: Beyaz kalem!

1- Alt ve üst göz kapaklarınızın birleştiği noktadan, beyaz bir göz kalemi kullanarak işaretleme yapın. Bunu, terzilerin kumaş üstünde tebeşir ya da sabun kullanmasına benzetebiliriz. 
Özellikle beyaz kalem diyorum, çünkü beyaz kalem, işiniz bittiği zaman silmesi çok daha kolay olan bir malzemedir.

2- Kirpik hattınızı çekmeyi tamamladıktan sonra, kuyruğu, çizdiğiniz beyaz çizginin üzerinden devam ettirin. 
Sonra da bir pamuklu çubuk yardımıyla, beyaz çizginizi dikkatlice ve yavaşça silin.
Bitti gitti!

SONUÇ


YÖNTEM - 3
ŞABLON OLUŞTURMA

Öyle yaptınız olmadı, böyle yaptınız olmadı.
Pekala.. Hepimiz gözümüzün üstüne kalem çekmeyi becerebiliyoruz, değil mi?
Güzel:)
Yapacağınız işlem şu:
Önce farınızı, far kullanmayacaksanız göz farı bazınızı kullanıyorsunuz.
Ardından, siyah göz kaleminizi alıp, her zaman nasıl uyguluyorsanız, aynısını yapıyorsunuz ancak çok bastırmıyorsunuz. 
Son olarak, eyelinerınızı hangi tür ürünle çekecekseniz o ürünü elinize alıyor ve göz kalemiyle belirlediğiniz şablon hat üzerinden geçiyorsunuz.

Sorunuz varsa, ulaşabilirsiniz.
Siz eyeliner çekerken hangi yöntemi kullanıyorsunuz?
Geliştirdiğiniz bir teknik var mı?

20 Ağustos 2013 Salı

Sally Hansen 450 - Fairy Teal Oje

Geçenlerde makyaj dolabımı düzenledim ve haliyle kurumuş - bozulmuş pek çok ojem çöpü boyladı. Bu operasyondan nasibini en fazla alanlar ise caaaaaanım turkuazlarım, mavilerim ve yeşillerim oldu. Sevgili anneciğim ortalarda "Ojelerimi yenilemem lazım, turkuazlarım kurumuş, yeşillerim mahvolmuş" diye homur homur homurdanmama pek içlenmiş olacak ki, bana Sally Hansen'ın Complete Salon Manicure serisinden 450 numaralı Fairy Teal ojesini getirdi.

Önce ürün hakkında genel bir bilgi verelim.

Amerikan tırnak bakımının bir numaralı markası olarak tanınan Sally Hansen, Complete Salon Manicure serisi ile 5'li etki vadediyor: Astar kat, güçlendirici etki, uzatıcı etki, göz alıcı renk ve cila kat. Ayrıca, ojenin içerdiği Time - Release teknolojisinin de ojenin kalıcılığını on güne kadar uzattığı iddia ediliyor. 
Bende bir ojeyi tırnağımda on gün tutacak sabır olmadığı için, bu konu hakkında bir yorum getiremeyeceğim :)

Gelelim ojenin adına. 
Kelime oyunlarından oldukça hoşlandığım için, "Fairy Teal" adını (orijinali fairy tale, yani peri masalı) oldukça beğendim. Ama ojenin altını bir çevirdim ki.. O da ne!? Su yeşili yazıyor! Su yeşili daha açık, daha mint, daha fresh bir renktir. Bu elimdeki oje ise bariz teal, yani petrol yeşili ve çam yeşili arasında gidip gelen, hem yazlık hem de kışlık kullanıma uygun bir renk. 
Tabii bu Sally Hansen'ın değil, ürün adlarını Türkçe'ye kim çeviriyorsa onun kabahati. Marka ne yapsın!?

Bu çeviri hatasını geride bırakıp yeniden ojenin kendisine dönelim. 

Sally Hansen'ın Complete Salon Manicure serisinin özelliği, fırçalarının kalın ve yassı olması. Bu durum kimi kullanıcılar için avantaj, kimisi için dezavantaj olabilir. China Glaze'de olduğu gibi, ince fırçalı ojeler kullanmaya alışıksanız, uygulamada biraz sıkıntı çekebilirsiniz. Ama ben, tırnaklarım geniş geniş ve kare biçimli olduğu için manikürümü çok daha hızlı bir şekilde tamamlayabiliyorum. Bu, tamamen kullanıcının tırnak şekline ve el alışkanlığına kalmış.

 Oje rengini iki ince katta veriyor ve tam anlamıyla şişedeki rengi sağlıyor. Bu durum beni memnun etti. Neden derseniz, daha önce Sally Hansen'ın yine aynı serisinden 510 numaralı I Pink I Can ojesini kullanmıştım. Şişede çok tatlı bir bebek pembesi olan renk, tırnağımda açık çingene pembesine dönmüştü.

Gün ışığındaki duruşu bu.
Sally Hansen ojeleri Gratis'te, Watsons'ta ve büyük eczanelerde bulabilirsiniz.

Siz daha önce hiç Sally Hansen marka ojelerden denediniz mi? Önerebileceğiniz renkler var mı?

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Ten Rengine Uygun Kırmızı Ruj Seçmek

Yoldan geçen yüz kişiyi durdursak ve bu yüz kişiye "Makyaj denince aklınıza ilk ne geliyor?" diye sorsak, alacağımız en popüler cevap "kırmızı dudaklar" olur.

Kırmızı ruj, sıradan bir makyaj elementi olmaktan çıkalı çok uzun zaman oldu ve kullanan kadınlara da çeşit çeşit sıfatlar, misyonlar yükledi. Ama iyi, ama kötü. "Kırmızı ruj süren kadın iddialıdır, seksidir, cesurdur, kendine güveniyordur, kendi tercihini kendi yapar, ikondur, marjinaldır, klastır.." Bu liste böyle gider.

Kırmızı ruj sürmek her yiğidin harcı değildir. (Kadından da yiğit olur, neden olmasın!?)
Seçiminiz sizi vezir de edebilir rezil de. Yüzünüze karşı "Ah canım çok yakışmış!", arkanızdan da "A-aaa, bu ne ayol böyle!?" denmesini yüzde yüz engellemek istiyorsanız, aşağıdaki şu basit ufak görsele bir göz atmanızı tavsiye ediyorum.


Tabii yukarıda yer alan öneriler, adı üzerinde CİLT RENGİne dayanılarak hazırlanmış bulunuyor. 
Yani istisnalar çıkabilir.

Ayrıca, kırmızı ruj seçiminde dudak yapısı da önemlidir. Dudaklarınız çok inceyse, derin kırmızılardan uzak durmakta fayda var zira bu renkler, dudakları olduğundan da ince gösteriyor, kaş yaparken göz çıkıyor!

Dolayısıyla temek kuralları bilmek ama denemekten de korkmamak gerekiyor. 

Son olarak.. Denemelerinizi yaptınız, içinize sindiremediniz, cilt alt tonunuz ya da ten renginiz konusunda kararsızsınız, hiçbir kategoriye tam dahil olmadığınızı düşünüyorsunuz.
Evrensel kural geliyor, hazır mısınız?

Tırnağınızda iyi duran, dudağınızda da iyi durur!
Aklınızda olsun!

16 Ağustos 2013 Cuma

10 Adımda Mükemmel Dudaklar


Peki ben kırmızı ruj uygulamamı nasıl yaptım?



1- Dudaklarımı balm kullanarak nemlendirdim. Sonra da ürünün biraz emilmesini bekledim.

2- Rujumdan bir ton koyu bir dudak kalemiyle önce dudaklarımı istediğim şekilde çerçeveledim, ardından da çerçevenin içini yine kalemle tamamen doldurdum. Siz burada iki işlem arası (çerçeveleme ve doldurma) fotolardan birine bakıyorsunuz bu yüzden çerçevem epey kalın gözüküyor :) 

3- Dudağınızı kalemle doldurduktan sonra, kırmızı rujunuzu dikkatle sürün. Duruma göre fırça da kullanabilirsiniz. Ben pek dudak fırçası insanı değilim çünkü aceleciyim. Ama biraz sabır göstermek, rujun kalıcılığını gerçekten artırıyor.

4- Son halimiz bu. Ben kırmızı rujlarımı genelde pin-up kızı makyajlarında kullanıyorum, yani dudak makyajımı kedi gözü eyelinerlar ve hafif allıklarla kombinliyorum. Pin-up makyajın olmazsa olmazı, mat kırmızı dudaklardır. Haliyle parlatıcı sürmek ihtiyacı hissetmedim.

Bir sonraki yazımda (hafta sonu şehir dışı kaçamağı yapacağım) kırmızı ruj seçiminin detaylarına ve dudak çerçevelemenin inceliklerine değinmeyi planlıyorum.
Duyurulur!
:)

Siz dudak kalemi kullanıyor musunuz? Ya da dudak fırçası kullanmak gibi bir alışkanlığınız var mı? Dudak makyajında olmazsa olmazlarınız neler?

15 Ağustos 2013 Perşembe

Alix Avien 24K Golden Nails ile Farklı Bir Uygulama

Bu ürün çok konuşuldu, hemen hemen tüm makyaj / güzellik bloglarında yer aldı, öve öve bitirilemedi.
Alix Avien'in 24K Golden Nails setinden bahsediyorum.

Bilen bilir, gerçek altın parçacıklı oje konseptini zirveye taşıyan ürünler, OPI'nın James Bond franchiseının 50. yılı onuruna çıkardığı "The Man With The Golden Gun" ojesi ve Zoya'nın "Gilty Pleasures" setiydi.

Haliyle yerli bir markadan böylesi iddialı bir manevra gelince, hepimizi bir merak sardı.

Geçtiğimiz günlerde 13.95 gibi son derece uygun bir fiyata edindiğim seti denemek, bugüne kısmet oldu.


Ojelerin bu şekilde satılması benim inanılmaz işime geliyor çünkü her ne kadar düzenli bir oje çekmecem olsa da bir süre sonra ortalık çarşamba pazarına dönebiliyor :)

Ojelerin ebatları oldukça minik, bana ambalaj itibarıyla Claire's'in ojelerini anımsattı. Ama emin olun, bu şişeler Claire's şişelerinden de ufak. Fikir verebilmesi için, ojeleri bildiğimiz Flormar şişelerinden birinin yanında fotoğrafladım.


Mevsim yaz, gotik kız çağlarımı on sene geride bırakmışım.. Haliyle canım kalkıp da siyah oje sürmek istemedi. Bu nedenle uygulamayı NYC'nin 253 numaralı Mint Macaroon ojesi üzerine yaptım.


Yorumlarıma gelecek olursak..

Sette yer alan siyah oje, tek katta opak olmuyor. Dolayısıyla iki ince kat halinde sürmek en iyisi.
Altın rengi olan ikinci şişedeyse, şeffaf oje içinde yüzen altın parçacıkları yer alıyor. 

Valla ben manikürün son aşamasında iyiden iyiye çıldırdım.
Neden derseniz, altın parçacıklarının yoğunluğu düşük. Bu yüzden bir süre sonra kendinizi, elinizde fırçayla garip hareketler yaparken buluyorsunuz. Tek kat kesinlikle yeterli değil. Bana göre ikinci kat da yeterli değil. Ama bu üründe üçüncü kata girişmek demek, tırnakları muhallebiye çevirmek demek. E bunun altta iki kat kendi ojesi var, onun altında koruyucusu var. O yüzden insanın bir yerde kendine dur demesi gerekiyor :)

Peki bu ürünün iyi yanı yok mu? Tabii ki var.
Parçacıklar tırnakta sivri ya da yamuk bir hal almıyor, hemen yapışıyor. Bu yüzden işiniz bittiğinde gerçekten pürüzsüz bir görünüm elde ediyorsunuz.

Alix Avien'in bu setini kullanacaksanız, altın parçacıklı ikinci katı, ilk kat kuruduktan sonra sürmeniz. Hemen ikinci kat uygulamaya geçerseniz, tırnağınızın üzerine zar zor yerleştirdiğiniz parçaların yeri değişiyor. Ayrıca klasik fırça sürme metodunu değil de, tombik vuruşlarla dağıtma metodunu uygularsanız daha verimli bir sonuç elde edersiniz diye düşünüyorum.

En sevdiğim cüzdanımla şahane bir uyum yakaladım!

Ve evet, tırnaklarım da saçlarım da beslenmeme ne kadar dikkat edersem edeyim çooook yavaş uzuyor. Genetik :(

Siz bu ürünü denediniz mi? Altın parçacıklarını başka hangi renkler üzerinde kullanmayı düşünüyorsunuz?

11 Ağustos 2013 Pazar

Yüz Kontürleme

Makyaj yaparken elimizi ayağımıza en sık dolaştıran konulardan biri de bu.
Şu yazımda, yüz şeklinin nasıl belirleneceği konusundan bahsetmiştim.

Şimdi sırada, birkaç makyaj hilesiyle ideal yüze nasıl kavuşulabileceği var.

Öncelikle: NASA için uzay mekiği inşa etmiyoruz. Yapılması gerekenler son derece basit.
İşe koyulmadan önce üç adımımız var.

1- Kaçıncı söyleyişim bilmiyorum ama: YÜZÜNÜZÜ TANIYIN. Tepeden aydınlatmalı bir mekânda ayna karşısına geçin, parmaklarınızı ve dikkatinizi kullanarak elmacık kemiğiniz nerede, kaş kemiğiniz nerede, çene kemiği hattınız hangi yolu izliyor şöyle bir bakın. Elmacık kemiğinizin altındaki boşluğun tam nerede olduğunu kestiremiyorsanız, yanaklarınızı içeri çekin, dudaklarınızı büzün ve balık olun! Bahsettiğim hattın nereden geçtiğini hemen göreceksiniz! :)

2- Kullanacağınız ürünleri belirleyin. Günlük makyaj yapıyorsanız toz ürünler daha doğal bir sonuç verir. Özel bir geceye katılıyorsanız ya da bir fotoğraf çekiminiz varsa, o zaman kremsi yapıdaki malzemeler daha yerinde olacaktır. Toz ürün kullanacaksanız fırçalarınız, kremsi ürünler kullanacaksanız süngeriniz (beauty blender formatındaki süngerler bu iş için ideal) hazırda olsun.

3- Sakin olun :)

Malzeme seçiminizi nasıl yapacağınıza bir bakalım: 


AMAÇ NE?
Yüzünüzü oval bir şekle sokmak ve boyut kazandırmak.

NASIL OLACAK BU İŞ?
Yüzünüzde geri plana itmek istediğiniz kısımları koyu renklerde gizleyip, ön plana çıkarmak istediğiniz kısımları açık renklerle vurgulayarak.


Boş bir makyaj şablonu üzerinde çalışarak, nerelere hangi renklerin kullanılması gerektiğini göstermeye çalıştım. (Berbat photoshop yeteneklerimi mazur görün!)
Detaylar aşağıda!

Herkesin yüz şekli farklıdır ama genel anlamda yüz kontürleme, bu noktalar takip edilerek yapılır. Toz ürünlerle kontürlemeyi adım adım inceleyecek olursak:

1- Her makyajda olduğu gibi, önce baz ve fondöten uygulaması gerçekleştirilir.

ÖNCE KOYU RENKLER!

2- Balık surat olup elmacık kemiğinin altındaki hattın yerini belirlemiştik ya? Hah! Şimdi işimiz o hatla! Fırçanıza, teninizin bir iki ton koyusu olan ürünü alın. Ve elmacık kemiğinizin alt kısmına uygulayın. 

3- Geniş bir alnınız mı var? Daraltabilirsiniz. Koyu renk ürünlerle devam ediyoruz. Alnınızın her iki yanına, şablonda gördüğünüz koyu uygulamayı yapın. Aynı ürünü şakaklara da uygulayıp, alın ve elmacık kemiğindeki koyu hattı hafifçe birleştirirseniz çok daha iyi durur.

4- Elinize ne çok kalın ne de çok ince fırça alın. Çünkü daha dar bir alana müdahale edeceğiz. Burnunuzu büyük buluyorsanız, burun kemiğinizin her iki yanını koyultun. Tepe noktası, kaşlarınızın başlangıç noktasıyla hemen hemen aynı hizada olmalı. Burnunuz uzunsa ve kısaltmak istiyorsanız, aynı ürünü burnunuzun ucuna da sürebilirsiniz. 

DİKKAT!
Koyu renkler burnunuzun iki yanına uygulanır, üstüne değil! Oraya aydınlatıcı gelecek ki daraltma operasyonu başarıyla tamamlansın!

5- Yüzünüz yuvarlak ve daha ince, daha zarif görünümlü bir yüz elde etmek istiyorsunuz. Büyücenek bir fırçayla çene kemiğinizin boynunuzda birleştiği noktaya koyu ürününüzü uygulayın. Kalıp gibi bir görüntü oluşmasını engellemek için fırçanızı hareket ettirin ve ürünün kalanını boynunuza yayın. Bu sayede, çenenizin altına çamur bulaşmış görüntüsünü engellemiş olursunuz.

AÇIK RENK ÜRÜNLERE GEÇELİM Mİ?

6- Yüzünüzün oval olmasını engelleyen unsurları koyu renklerle geri plana ittiniz. Şimdi nerenizi ön plana çıkarmak istiyorsunuz? 
Aydınlatıcı, açık renk pudra ya da teninize uygun açık renk bir far.. Hiç farketmez. Burnunuzun üstüne, aydınlık bir hat geçin. (Şablona bakmayı unutmuyorsunuz, değil mi?) Bu hattı, alnınızın ortasına doğru devam ettirin.

7- Kaş altınız ve göz altlarınızı da açık renklerle vurgulayın. Göz altı vurgulamanızı, elmacık kemiğinizin üstüne kadar yayabilirsiniz, böylece 2. adımda gerçekleştirdiğiniz yanak boyutlandırma hilesini başarıyla tamamlamış olacaksınız. Bu bölgede aydınlatıcı kullanımını çok abartmayın. Allığınıza yer kalsın!

8- Alt dudağınızın altına, yani çenenizin orta yerine uygulayacağınız aydınlatıcı ile dudak şeklininizi öne çıkarabilirsiniz.

Bitti bile!
 Neresi neredeydi aklınız karıştıysa, aşağıdaki adımlara bir göz atabilirsiniz. Yukarıda anlatılanların özeti niteliğinde olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Grafik kaynağı meçhul! 



Peki farklı yüz şekillerinde kontürleme nasıl oluyor?
Dediğim gibi, amaç, yüzü oval bir forma sokmak. Yolunuza çıkan her noktayı koyu renklerle geri plana itin. Aşağıda, yine internetten bulduğum ancak ne yazık ki esas kaynağına bir türlü ulaşamadığım bir grafik var. Sanırım uzun süredir sanal ortamda dolaşımda olan enstantenelerin çıkış noktasına ulaşmak, bir yerden sonra imkansız oluyor!


Kremsi dokudaki ürünlerle kontürleme olayına gelecek olursak, sistem gene aynı mantıkta işliyor. Ürünleri yüzünüze fırça darbeleri (yaymayın, sadece sürün) veya parmaklarınızla uygulayabilirsiniz. Dağıtma işlemini ise hafif sünger darbeleriyle tamamlayacaksınız. Sünger darbeleri esnasında yavaş hareket edin ve küçük alanlarda çalışın. Yoksa tüm renkler birbirine girer, en başa dönersiniz. 
Kremsi dokudaki ürünlerle yüz kontürleme yapan isimlerin başında Kim Kardashian geliyor.
Bakınız, makyajının öncesi ve sonrası!

Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sorularınız varsa ulaşabilirsiniz!


blogger template by lovebird