22 Haziran 2014 Pazar

Pudriyer is Back!

Herkese merhaba!

Döndüm!
Karman çorman bir blog girdisi sizi bekliyor!

Öncelikle...
Bir önceki gönderide hayatımın ne kadar farklı bir yöne çark ettiğini size aktarmıştım.
Kendimi ne oluyor demeye kalmadan, moda dünyasının içinde buluverdim.
Tabii moda dünyasına girilince, çılgın bir keşmekeş de insanı kendinden geçiriveriyor.

Her sabah beşte uyanmak, gece geç saatlere kadar koleksiyon yetiştirmeye çalışmak, Pitti Uomo fuarı derken, sonunda kendime biraz zaman ayırmayı başardım.

Pudriyer en son neredeydi?

Geçen hafta sonumu sevgili İstanbul'da geçirdim.
Sizinle birkaç fotoğraf paylaşmak istiyorum.
12 saatte neler mi yaptım?
(Evet, İstanbul'da sadece 12 saat gezebildim! 12. saatin sonu, aynı zamanda ayaklarımı uzatamadan geçirdiğim 36. saatin sonuydu.)


Taksim'de sabah kahvaltısı başkadır.

St. Antuan özlenmez mi?
İstanbul'un kadın taksi sürücüleri ortalığın tozunu attırır!

Eyüp simidi.. Sanat, sanat!
Önce Mısır Çarşısı, sonra Kapalıçarşı.
Topkapı Saray'nın bahçesinde kahve keyfi.
Hayatımın aşkı, Aya Sofya'm.

Pudriyer bu aralar nasıl makyaj yapıyor?

İşin aslı; çalışma temposu ve feci sıcaklar birleşince benim makyaj rutinim de epey sadeleşti. Makyaj dolabımın yarısını ofise taşıdım desem de yeridir. Bir çekmecem komple kozmetik, krem, parfüm, deodorant ve kişisel hijyen malzemesi dolu. Biri gelip açsa gülme krizine girer, o derece! Ama elden gelen bir şey yok, neticede haftanın altı gününü saatlerce bir mekânda geçiriyorsan ve koşuşturmacan yoğunsa, "Aaa keşke oyumu da getirseydim, tüh bilmemne de evde kaldı!" diye hayıflanmaktansa, her şeyin yanında olması daha iyidir.

Nâmım nasıl bür yürümüşse, geçen gün erkek iş arkadaşlarımdan biri gelip teknik bir iş için bana aseton sordu.

Ha var mıydı?
Tabii ki yoktu.
:)

Makyaj rutini diyorduk, değil mi?

Sabahları evden nemlendiricimi sürüp çıkıyorum.
Ofise geçince, kahvaltıdan sonra önce bir BB krem ya da CC krem, ardından da ince bir kat mineralli pudra uyguluyorum.
Sonra, göz farı bazı uygulayıp, jel eyeliner sürümüne geçiyorum.
İki kat rimel, kontör amaçlı biraz bronzer ve allıktan sonra (bazen onu bile sürmüyorum) kaşlarımı dolduruyorum.

Bir de kıyafetime göre ruj, bitti. Bu kadar.

Zaman sıkışıklığından yöneldiğim bu makyaj stili, alamet-i farikam haline geldi.


Pudriyer en son neler aldı?

1- Rimmel London, Scandal Eyes İkili Set

İstanbul'a makyajsız indim. Buluşacağım insanlar vardı, bütün gece otobüste uyumaktan - daha doğrusu uyuyamamaktan - şişen gözlerin ve solan yüzüm de hiç iyi durmuyordu. Esenler'den direkt Taksim'e geçeceğim, nerede makyaj yapılabilir ki?

Hiç!

Sabahın yedisinde belediye otobüsünde kesik uçlu fırçayla eyeliner çekme girişimim mükemmel sonuç verdi, ancak oldukça ilginç bir görüntüye yol açtı tabii. Biri o an beni fotoğraflasa, 9gag'e meme olurdu, o derece.
Ben de, kendime kalem formunda eyelinerlardan almaya karar verdim.
Bilen bilir, Essence'ın bu formatta ürettiği bir ürünü kullanmaktaydım. Ne var ki aynısını bir daha bulamadım.

Ayağım, Watsons kart almak için malum mağazaya girdiğinde, elime Rimmel London'ın Scandal Eyes setini tutuşturdular. Makul geldi, fiyat da uygundu. Rimmel London ise daha önceden kullanıp sevdiğim bir marka olduğu için, risk almaya karar verdim.

Genel görünüş.

Açılmış hali.



Ürünleri beğensem, ince ince fotoğraflar anlatırdım.
Ama beğenmedim.

Eyeliner son derece başarısız. Ucu kesik uçlu gibi, sürümde çektiğiniz çizgi ile kirpik dipleriniz arasında sürekli boşluk kalmasına neden oluyor. Çıplak tene denedim, bazlı tene denedim, farlı tene denedim: Sonuç aynı. Eğer keskin, seksi bir eyeliner hattı çekmek istiyorsanız, bu üründen UZAK DURUN. Ama, smokey bir makyaj yapıyorsanız ve kirpik diplerinizde varla yok arası duracak, smudged efekti verecek daha hafif bir ürün peşindeyseniz, O ZAMAN bir şans verebilirsiniz.

Rimele gelince..
Tapılası ambalaja sahip bu arkadaş; kirpiklerimi çok güzel uzattı ama hacim filan vermedi. Hal böyle olunca, ben de çareyi farklı bir formül denemekte buldum. Önce bu rimeli sürüp kirpiklerimi uzatıyor, ardından da bu aralar favori maskaram olan Maybelline One By One'ı geçiyorum. Böylece hem hacimli hem uzun, çok hoş kirpiklere sahip oluyorum.

Sonuç: Bu ürünler, adının vadettiği gibi gözlerde skandal filan yaratmıyor. Bir başarısızlık skandalı desek daha yerinde olur.


2- Eklips Takma Tırnak Seti

Kutuyu attığım için fotoğraflayamadım.
Ama sevgili Hande, burada kendisinin de kullandığı ürünü detaylandırmış. Okuyabilirsiniz.

Ben hayatımda ilk kez takma tırnak kullandım.
Çok da sevdim.
Görüntüsü çok doğal oldu, beni hiç zorlamadı.
Gündelik işlerimi halletmeme mani olmadı.
Yıkanırken zorluk çıkarmadı. Bu tırnaklarla üç kez banyo yaptım.

İşin püf noktaları şöyle:

- Tırnaklarınız temiz ve kuru olmalı.
- Yapışkanı takma tırnağın iç yüzeyine tamamen yaymalısınız.
- Sabitlenene kadar biraz bastırın.

Sizi, tırnaklarımın ojeli ve ojesiz görünümüyle başbaşa bırakıyorum.

Tırnakların kutudan çıkan orijinal hali.

Ojeli versiyon. Ojeyi sürmek, çıkarmak ve tırnakların
kendisini sökmek son derece kolay oldu.


3- Eklips Natural Makyaj Fırçaları

Gratis'in alt markası Eklips, Ecotools formatını izleyerek bir makyaj fırçası serisi çıkarmış. Eskişehir'de ilk satın alan da benim :)

Soldan sağa: Pudra fırçası, far fırçası, açılı kontür fırçası, kesik uçlu eyeliner / kaş fırçası, dudak fırçası.
Fotoğrafın kötü kalitesi için özür dilerim.

Fırçalar makul fiyatlı ve güzel.
Zaten malzeme, işçilik, nakliye gibi bedeller düşünülünce, aslında ucuz gibi gelen piyasaya sürüm fiyatının normal olduğunu görüyoruz. Belli bir meblağın üzerinde olan ürünler de mutlaka marka olduğu için şişiriliyor (yurt dışından gelsin gelmesin - kim bir pudra fırçasının fiyatının hammadde, işçilik, lojistik, ithalat bedeli, gümrük, vergiler vs. ile toplamda 100 lirayı bulduğuna inanır ki?)

Ürünlerin üzerinde "eco-friendly, cruelty-free hair, bamboo handle" ibareleri dikkat çekiyor.

Benim almadığım dört fırça daha vardı: Biri allık için yelpaze fırça. Kİ BİLEN BİLİR, Türkiye'de yelpaze fırça bulmak derttir. Ancak Sephora'da olur, o da bulur ve paraya kıyarsanız.

İkincisi fondöten fırçası. Fondöten kullanmıyorum, kullanırsam da beauty blender sünger aracılığıyla sürüyorum. O yüzden gereksizdi.

Üçüncüsü kapatıcı fırçası. E kapatıcıyı da çok şükür ciltte kullanmamı gerektirecek bir durumum yok. Göz altlarım için yoğun nemlendiricili roll-on formatını tercih ediyorum.

Almadığım son fırça ise kabuki allık fırçası. Ama benim için kullanımı pratik olmayacaktı, o yüzden es geçtim.

Aldıklarımla ilgili ilk izlenimlerime gelince...
Fırçalar yumuşak, kıl dökmüyor.
Ancak henüz makyajda kullanmadım. Pazar pazar makyaj yapacak değilim ya!
O yüzden kullanımda ne derece verimliler, size makyajdan sonra, bu hafta içinde bilgi vereceğim.

Dediğim gibi, şu an çekelediğimde herhangi bir kıl dökme sorunu da yaşamıyorum. Ancak o da birkaç kullanım ve birkaç yıkamadan sonra kendini belli eder.
Her halükarda Flormar'ın makyaj fırçalarından kat kat iyi oldukları aşikar!

Benim aldığım fırçaların fiyatları ise şu şekilde:

- Kesik uçlu eyeliner fırçası: 3.75
- Pudra fırçası: 11.75
- Dudak fırçası: 2.95
- Açılı kontür fırçası: 8.90
- Far fırçası: 4.96


Evet, siz neler aldınız? Nerelere gittiniz? Bu aralar hangi ürünleri çok sevdiniz, neleri bir daha almamaya tövbe ettiniz?

Sevgiyle kalın!

13 yorum :

  1. Sonunda sana kavuştuk! Ne kadar hızlı bir tempo içerisindeymişsin postunu okurken bile bende hızlandım seninle İstanbul'da en güzel kareleri yakalamışsın ve bu arada kaçamaklar yapıp alışverişte yapmışsın hepsini güle güle kullan aramıza yeniden Hoş geldin :* : *

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım bir daha uzun süre buralardan ayrı kalmak zorunda kalmam. Hobilerimden uzak kalınca kendimi kötü hissediyorum :(

      Sil
  2. COK GUZEL YERLERİ GEZMİŞSİN TOPKAPI SARAYI BAHCESINDE KAHVALTI BAYILDIMM : ) YAZIN COK GUZEL OLMUS YINE SEVGILER..

    YanıtlaSil
  3. Özlemişiz seni Tutumlu Pudriyer :)) Bir koleksiyon da bizim için hazırla :) Aldıklarını güzel günlerde kullan :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sizleri özlemişim, ne yalan söyleyeyim :) Temennilerin için teşekkür ederim!

      Sil
  4. Öncelikle kendini çok özlettiğini bil. Bir daha da bu kadar uzun ara verme :( Gerçi neden ara verdiğini anladım postunda, bayağı yoğunmuşsun şu sıralar. Ama özlendin valla.
    12 saate neler sığdırmışsın öyle :)
    Bu arada eklips takma tırnak aldığını okurken adımın geçmesine çok şaşırdım. Çok teşekkürler. Postlarının devamını diliyorum :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. E sen çok güzel yazmışsın, ben de senden alıntıladım işte :)
      Dönmüş olmaktan dolayı mutlu ve huzurluyum :)

      Sil
  5. Aaaa Eklips'in fırcalarını yeni gordum ve bayıldım. Kesik uclu eyeliner fırcasını ve dudak fırcasını mutlaka alacagım.:) Guzel gunlerde kullan canım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bugün tüm fırçaları tek tek kullandım, hepsine bayıldım. Özellikle dudak fırçası, arayıp da bulamadığım kalite ve pratiklikte. Şiddetle tavsiye ediyorum.

      Sil
  6. hos geldin canim:)islerin ugur getirsin sana:) fotograflar çok güzel,aldiklarini haylrli günlerde kullan,bu aralar hangi ürünleri sevdigimizi sormussun,kendi adima ben söylemek isterim ki,bourjois 1 2 3 perfect CC krem.türkiyeden kaldirilmasaydi kesin dene derdim,hariiika bir sey.Yazilarini çok seviyorum:)özletme

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Söz, özletmem:)
      Hiç Bourjois kullanmadım ama sen beğendiysen ve kaliteli diyorsan, kaldırıldığına da hayıflanıyorsan, arkandayım. Sen kötü ürün kullanmazsın :)

      Sil



blogger template by lovebird